Koçlar için 11 Adımda Girişimcilik Rehberi: İşinizi Büyütün ve Para Kazanın

Size, yetkin bir şekilde mesleğinizi yapmak ve başarılı olmak için ihtiyacınız olan her şeyi kapsayan, herhangi bir yerden bir çevrimiçi koçluk mesleğine başlamak için rehberlik yapmayı amaçladık.

Koçluk yaparak işinizi büyütün ve para kazanın.

Size bunu 11 adımda anlatacağız.

Eğer adım adım uygularsanız, bu rehber, işinizi büyütmeye ve koçluk organizasyonunuzdan para kazanmanızı sağlayacaktır.

  • İster global ister ulusal, ister yerel, olumlu ve geniş kapsamlı bir etki yaratırken kendi işinizin patronu olun, kendi işinizi yapın
  • Ve tüm bunları, yaşadığın yerden (ya da olmayı seçtiğin, bulunduğun yerden) yapma özgürlüğüne sahip olun
  • Müşterilere çevrim içi koçluk hizmeti veren düzenli bir akış elde edin
  • Müşterilerinizin koçluk görüşmesi için size para ödemesini sağlayın
  • Karlı ve sürdürülebilir şekilde yapmayı sevdiğiniz, yapmayı seçtiğiniz şeyi yapın
  • Tüm bunlar sizin için de cazip gözüküyor, ilginizi çekiyorsa, bu rehber kesin olarak size hizmet edecektir. Hadi o halde, başlayalım.

1.Adım: Çevrimiçi Koçluk İşi

Koçlar için 11 adımda girişimciliğin 1. Adımı: Çevrimiçi/online koçluk işini kavramaktır.

Dijital alanda çevrim içi koçluk işi başlatmak doğru bir sistem ve rehberlik olmadan zorlayıcı olabilir.

Bu nedenle size rehberlik yapmaya, adım adım birlikte inşa etmek konusunda yardım etmeye karar verdik.

Bu rehberlik boyunca size sadece bir koç olmanın değil, aynı zamanda bir girişimci olmanın iş organizasyonu yapmanın metodolojisini sunacağız.

Bunu yapma sebebimiz, işimize olan tutkumuz;

26 yıllık iş deneyimimiz, işimizdeki yetkinliğimizdir.

Bu nedenle, sadece koçluk işine başlamakla kalmayıp, işinizi sürdürülebilir şekilde inşa edeceksiniz.

Çevrimiçi Koçluk Nedir?

Çevrimiçi koçluk, tamamen internet üzerinden bir koçluk işidir.

Bu, çevrimiçi satın alan ve koçluklarını internet üzerinden alan koçluk görüşmesi için müşterileri elde etmen anlamına gelir.

Online/Çevrimiçi Koçluğun Yükselişi

Koçluk sadece bire bir yüz yüze seans yapmaktan ibaret değildir.

Pandemi sonrası pek çok meslekte olduğu gibi, koçluk mesleği de boyut değiştirdi.

Dünya’da da ülkemizde de, çevrim içi koçluğun altın çağını deneyimliyoruz.

Koçluk popüler meslekler sıralamasında yükseldi.

Çünkü, hem katma değeri yüksek, hem de her ortamda online olarak yapılabiliyor.

ICF-Uluslararası Koçluk Federasyonu, 2020’de yaptığı Global Koçluk verilerine göre, yüz yüze koçluk %80 azalırken, online/çevrimiçi koçluk yapmak (zoom, googlemeet, vb) gibi platformlar %74 arttı.

Pandemi sonrası Koçluk alanında neler değişti?

Siz ister bulunduğunuz şehirde, ister yaşadığınız ülkede, ister dünya çapında global koçluk görüşmesi vermek isteyin; işinizi online/çevrimiçi olarak yapabilirsiniz.

Ve bunların hepsi, hayal değil, gerçek!

Bugün mevcut iş sahaları içinde işini çevrimiçi olarak yapmak her şeyden daha çok avantajlı.

Büyük bir potansiyele sahip olan farklı alanları içinde barındıran Koçluk organizasyonu, adanarak işini geliştirmek isteyenler için hayallerin de ötesine taşıyacak büyümeyi içinde barındırıyor.

Online/Çevrimiçi Koçluk İşinin Fırsatları:

Son verilere göre dünya nüfusunun yüzde 59’u işini çevrimiçi yapıyor. Ve bu aslında çok küçük bir rakam.

Çünkü yakın gelecekte, çevrim içi olarak iş yapmak çok daha yaygın bir alana yayılacak.

Çevrimiçi olmak, sınırları kaldırır, coğrafyaya bağlı yaşama zorunluluğunu, kendi işini bulunduğu mekanda yapabilme mecburiyetini ortadan kaldırır.

Belli başlı fırsatları özetleyecek olursak:

Daha fazla insana ulaşmak:

Coğrafi olarak sınırlandırılmış hedef pazarı çok genişletir.

Dünyanın her yerindeki insana hizmet verebilme, geniş bir erişebilme sahip olma fırsatı sunar.

İşinizi farklı ülkelerdeki insanlara hizmet edecek şekilde büyütebilirsiniz.

Esneklik:

Bir çevrimiçi koçluk işletmesiyle, zaman yönetimi kolaylaşır. Çünkü kendinize en uygun zaman planlanı sizin tarafınızdan yapılır.
Bu sayede kendi hayatınızı siz yönetirsiniz. İstediğiniz zaman istediğiniz yerde olursunuz.

Yüz yüze koçluk görüşmesi zorlayıcı engelleri, online/çevrimiçi sayesinde aşar.

Ortadan kalkan zorluklar neler olabilir?

Koçluk görüşmesini yürütmek için uygun yer bulmak, farklı şehirlere ya da ülkelere iş için seyahat etmek ya da bir görüşme için yüz yüze gelmek konusunda zaman bulamamak… Bunların hepsi artık sorun değil!

Düşük Maliyet:

Bir koç olarak, dünyanın herhangi bir yerinden dünyanın herhangi bir yerindeki kişi ya da kuruma ulaşabilir, maliyeti çok düşük şekilde hizmet verebilirsiniz.

Ofis, otel, yol ve diğer giderlerinizin minimuma indiği bir iş modeli oluşturabilir, kazancınızı ve karlılığınızı arttırabilirsiniz.

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

2.Adım: Niş Alanı Bulmak

Koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberinin 2. Adımı: niş alanı bulmaktır. Bununla ilgili kapsamlı bir yazı okuyacaksınız. Bu yazıdaki amacımız; kendi alanınızı doğru bir şekilde oluşturmanıza yardımcı olmaktır.

Kendi nişiniz için spesifik bir alan nasıl oluşturabilirsiniz?

Hedef gruplara nasıl ulaşabilirsiniz?

Hedef gruplarınızı müşteriye nasıl dönüştürebilirsiniz?

Müşterinize doğru mesajı nasıl verebilirsiniz?

Bu yazıyı sonuna kadar okuduğunuzda, pazarınızda öne çıkmak, marka olmak için gerekli ipuçlarını bulacaksınız.

Niş Oluşturma Neden Kritiktir?

Yeni bir kariyer grubunda bulunan Koçluk işini sıfırdan başlatmak için harekete geçen koçlar, kendilerine uygun niş alan tanımı yapmakta zorlanırlar.

Daha fazla müşteri edinme arayışında büyük bir demografiyi hedeflemeye çalışmak, işin gelişimi açısından zorlayıcı olabiliyor.

Pek çok koç, her konuda, herkese yardımcı olabileceğine inanır.

Kısmen haklıdırlar; çünkü koçluk hamuru, koçluk araçları pek çok konuda güçlü şekilde çalışır.

Bununla birlikte, bilmeniz gereken çok önemli bir şey var:

Kendi hedef kitlesini gerçekten doğru şekilde tespit ederek, hedef gruplarla güçlü bir şekilde ilişki kurabilmek için kendinizi niş haline getirmeniz gerekir.

Niş oluşturmak, daha az doğrudan rekabete sahip olmanızla sonuçlanacaktır. Çünkü sizi, diğerlerinin önüne sizi geçirecek bir mesaj vererek, daha kolay algı sağlar.

Diyelim ki, iş hayatınızda yapacağınız sunumlarda çok heyecanlanıyorsunuz. Sunum kaygınız var.

Ve bu korkuyu yenmek için bir profesyonel bir koç ile görüşmeye karar verdiniz. Bu sırada bir araştırma yapıyorsunuz.

Ve o sırada şöyle bir mesajla karşılaştınız: “İş Sunumları Koçu: “İş sunumunu en iyi şekilde nasıl yapabilirim?

İş fikrini, iş projesini nasıl en iyi şekilde sunabilirim?

Bu konuda koçluk görüşmesi yapmak isteyenler için doğru adres”

Bu mesaj, “İş Sunumları Koçu”nu diğer koçların önüne taşıyacaktır.

Çünkü bu koçun, Niş alanında deneyim sahibi olduğunu düşünürsünüz.

Varsayalım ki, ergen bir çocuğunuz var.

Ona ebeveyn olarak yardım etmek istiyorsunuz.

Çünkü o, ataleti yenmek, harekete geçmek, “erteleme alışkanlığı” na son vermek istiyor.

Fakat bunu yapmakta zorlanıyor.

Siz bir ebeveyn olarak ona sponsorluk yapacaksınız ve bir koç ile çalışması konusunda onunla hemfikirsiniz.

Bir koç araştırıyorsunuz.

Ve internette, “Ergenlerin Erteleme Alışkanlığı” ile çalışan “Harekete Geçmek” garantili bir Koç ile tanıştınız.

Bu Koç, yüzlerce gence yardım etmiş.

Herhangi bir referansınız yoksa, diğer koçlar yerine, sorununuzu çözmek konusunda güvence veren koçu elbette tercih edersiniz.

Diyelim ki, bilgisayarda oyun bağımlılığınızdan özgürleşmek istiyorsunuz.

  • Bir NLP koçu
  • Oyun bağımlılığına yardımcı olma konusunda deneyim sahibi bir NLP koçu.

Hangisini tercih edersiniz?

Güçlü Bir Niş Nasıl Belirlenir?

Güçlü bir niş için 2 soru

  1. Kim?

Bu hedeflediğiniz pazardır. Hedef kitlenizin kim olduğunu anlamak son derece önemlidir. Pazarı ve pazarın ihtiyacını doğru okumalısınız.

  1. Doğru müşteri grubuna sunduğunuz çözüm ne?

Onlar için ne yapabilirsiniz?

Hangi hizmeti ya da ürünü sunacaksınız?

Bir Kariyer Koçu olduğunuzu varsayalım.

Koç olarak 20-25 yaş grubundaki öğrencileri hedeflemeyi planlıyorsunuz.

Bir kariyer koçu olarak, bu öğrencilerin ihtiyaçlarını öğrenmeniz gerekir. Bu yaş grubu ne yaşıyor, ne deneyimliyor, ne istiyor?

Bu öğrenciler kariyer koçluğu konusunda hangi konularda çalışmak isteyebilirler?

İyi bir CV yazmak.

İş bulma kaygısını aşmak.

İyi bir yerde staj yapmak.

Yarı zamanlı ya da tam zamanlı iş bulmak.

Bütün bunları hedefleyebilirler.

Akademik kariyer için doğru karar vermek isteyebilirler.

Yurt dışında bir fırsatı değerlendirmek isteyebilirler.

Diyelim ki, kariyer koçu olarak, onların yarı zamanlı ve tam zamanlı iş bulma arayışlarına koçluk hizmetlerinizi sunmaya karar verdiniz.

Bunun anlamı:

1.Hedef grubunuz kim = 20-25 yaş arası öğrenciler

2.Ne yapıyorsunuz = Onların yarı zamanlı ve tam zamanlı işler almalarını destekliyorsunuz.

Şimdi KİM ve NE sorularına verdiğiniz cevapla, koçluk nişiniz hazır!

Koçluk Alanınız = Yarı zamanlı ve tam zamanlı iş bulmak isteyen 20-25 yaş arası öğrenciler için Koçluk

Ancak, şimdi KİM ve NE sorularına cevabı nasıl bulabiliriz?

Bu kritik sorulara nasıl karar vereceğinizi merak ediyor olabilirsiniz.

Gelin bu kısma birlikte bakalım.

Nişinizi Keşfetmek

Koçluk, kişilerin problemini anlamak ve hedeflerine ulaşmak için doğru çözümleri müşteriye buldurmakla ilgilidir.

Bunun için kişide var olan kaynakları fark ettirir ve onları iç dünyasında organize etmelerini sağlar.

Niş oluşturmak ise, doğru hedef kitleyi tanımlamak ve onlar için çözülecek doğru sorunu tespit etmekle ilgilidir.

İş Nişiniz Hakkında Tutkulu Musunuz?

Kendinize sormanız gereken ilk şey şudur: Seçtiğiniz alanda tutkulu musunuz?

Tutkunuz, zor zamanlarda pes etmenizi engeller.

Azim, sebat, kararlılık sağlar.

Enerjiniz düştüğünde öz motivasyon oluşturmanıza yardımcı olur.

Böylece iş hayatında sürdürülebilir şekilde yeniden devam etmeniz için gerekli enerji ve canlılık sağlar.

Niş alanda cevap bekleyen soru; “Kime/kimlere hizmet etmeyi seçiyorum?” sorusudur.

İşte tutku, bu soruya doğru yanıt vermenizi kolaylaştırır.

Hizmet verdiğiniz alanda tutkulu iseniz, müşterinizi tanımak için derinleşir, kapsamlı ve kapsayıcı şekilde çalışırsınız.

Müşterinin sorunlarına bakış açınız kapsayıcı olur.

Onun kökenine inmesine, kapsamlı çözümler bulmasına yardımcı olursunuz.

Tutku, müşteriler için derin bir empati yaratır ve onlar hakkında önemli şeyler bilmenize yardımcı olur.

Tutkunuz, müşterilerinizin hedeflerine ulaşmalarına engel olan ihtiyaçları, hayalleri, korkuları hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır.

Bu, müşterileriniz için daha iyi koçluk çözümleri bulmanıza yardımcı olacaktır.

Müşteriye Ulaşılması Kolay Mı?

Bir koç olarak, size çok sayıda müşteri sağlayabilecek bir niş bulmak çok önemlidir ve bu müşteriler, kolayca erişebileceğiniz bir yerde toplanır.

Çevrimiçi olmanın fırsatları bu noktada başlar:

Farklı platformlarda aynı sorunu yaşayan, aynı derdi olan, aynı ihtiyaca cevap arayan binlerce, hatta milyonlarca insan bağlantıdadır.

Bu insanlar iletişim ağı, öğrenme ağı, paylaşma ağı kurarak birbiri ile kontaktadır.

Arkadaş olmak, iş birliği yapmak, yardım etmek, paylaşmak, referans vermek, tavsiyede bulunmak, yaptığı işi sunmak vb. amaçlı çok sayıda bağlantı bir aradadır.

Bu gruplar, ortak değerlere, ortak hedeflere, ortak arayışlara sahiptirler.

Birbirine yakın çizgide, yakın profilde, ilgi alanında olduğunu düşündüğü insanları takip ederler.

Kimi benzer olduğu için, kimi farklı olduğu için, kimi öğrenme merakı için, kimi işini büyütmek için, para kazanmak için kimi trend olduğu için çevrimiçidir.

Bu, bir işini büyütmek isteyen koçlar için çevrimiçi platformlar tam anlamıyla “iş fırsatı”dır.

Niş alan seçerken dikkat etmemiz gereken önemli kriterlerden biri şudur:

Bulunduğunuz pazarda koçluk yapan çok az kişinin var olması. Ya da, kendi alanınızda tespit ettiğiniz sorunu dile getirenlerin az olması.

Niş alanınızda seçtiğiniz hedef grup ve temanız, ne kadar az koç tarafından öne çıkartıldıysa, siz o kadar öne çıkarsınız.

Elbette seçtiğiniz gruptaki müşterilerin %100’ünün ilgisini çekmeyebilirsiniz.

Ancak geniş bir gruba, bol bir müşteri grubunun olduğu pazara hitap ediyor olmanız, müşteriye ulaşmak için önemlidir.

Hala kendi Niş alanını arayanlar için bunları özetleyelim:

Öyle bir potansiyel müşteri grubunuz olsun ki, bunlar çevrimiçi olarak çeşitli topluluklarda bir araya gelmiş olsun.

Öyle bir müşteri grubunuz olsun ki, bunlara kolayca ulaşabilin.

Öyle bir müşteri grubunuz olsun ki, onların yaşadığı sorunlarını doğru şekilde tanımlayabilin.

Öyle bir müşteri grubunuz olsun ki, onlara tutku ile yardım etmek, çözüm bulmalarına katkı sunmak isteyin.

Öyle bir tema (alan)seçin ki, bu tema, spesifik olsun, belirgin şekilde tanımlansın, orijinal olsun.

Ve her şeyden önce sizin hikayenizi, sizin otantikliğinizi yansıtsın. O niş alanı niçin yaptığınızın hikayesini anlattığınızda, insanlar seçtiğiniz tema (alan) ile sizi birlikte çapalasınlar.

Niş alanını seçmiş bir koç olarak elbette deneyiminizi youtube kanalı, potcast, kitap, eğitim alanına taşımanız mümkündür.

Hatta bu alanlarda Niş’iniz daha kolay parlayacak, kişisel marka olmanıza hizmet edecektir.

Kişisel marka olmayı başaran örnekler:

Mirzakarim Norbekov, “Aklını Başına Toplama Rehberi” kitabının yazarıdır.

Kendisi yıllardır bazı egzersizlerle “gözlükten kurtarma egzersizleri”ni hem kitabı ile hem eğitimleri ile yaptırıyor.

Kitabını okuduğunuzda ya da eğitimine katıldığınızda gözünüzdeki gözlüğü bir kenara fırlatıp atabilmenize yardımcı olmak konusunda bir iddiayı taşıyor.

Allan Carr “Sigarayı Bırakmanın Kolay Yolu” sloganıyla yıllardır kitapları ile birlikte eğitimlerini pazarlıyor.

Sigarayı Bırakma” konusunda yıllardır ilk akla gelen metodlarından olmayı başarması, Niş bir alanda hizmet vermesinden kaynaklanıyor.

Her iki alana bakalım:

Yeterince spesifik mi? (Gözlük takmayı bırakmak, sigarayı bırakmak) Evet, net bir tema (alan)

Bunu bir “problem” olduğunu düşünen ve bundan kurtulmayı hedefleyen insan var mı?.. Evet, çevrende yüzlerce, çevrimiçi olduğunda binlerce bulabilirsin!

Bu insanlara problemlerini çözdüğünü söylediğinde, ilgilenirler mi? Evet, bir zoom davetiyesi ile çok sayıda insan ilgilenebilir.

Sana Ödeme Yapabilirler mi?

Bir koç olarak müşterilerinizin size ödeme yapacak mali güce sahip olup olmadığını anlamak çok önemlidir.

Örneğin, “yazarlık hayatına yeni başlayan genç yazarların kitaplarını yayınlama sürecine destek vermek” gibi bir niş alan üzerinde düşünüyorsunuz.

Ya da, “Eşleri ölmüş insanların hayat motivasyonlarını sağlamak”

“İflas eden ticaret erbabının işlerini yeniden kurmalarına hizmet etmek” sizin ilginizi çekiyor olabilir…

Bu durumda;

1.Hedef gruba kolay ulaşabilir misiniz?

2.Söz konusu hedef grup ne kadar çoğunlukla? Geniş bir kitle midir?

3.Bu grupta olan kişiler size para ödeyebilirler mi?

Müşterileriniz zaten mali açıdan sıkıntılı bir durumda ve zorlu bir süreçten geçiyorsa, ödeme yapmaları kolay olmayabilir. Siz onlara muhteşem bir değer katsanız bile, o değerinizin karşılığını alabilecek misiniz? Sponsor bulup ve bunu yapabileceğinizi düşünüyorsanız, niçin olmasın?

Örneğin bir sigorta şirketinin “Emekliler Kulübü” için proje yaparsınız. “Eşleri ölmüş insanların hayat motivasyonuna koçluk yaparak değer katmayı” hedefleyebilirsiniz.

Ya da bir yayınevi sponsorluğunda yazarlık hayatına yeni başlayan genç yazarlara destek verebilirsiniz.

“İflas eden ticaret erbabının işlerini yeniden kurmalarına hizmet etmek” konusunu da, bir Esnaf odası, ticaret odası vb kuruluşa bu projeyi götürebilir, toplumsal bir hizmet sunabilirsiniz.

Bir koç olarak katacağımız değeri ve müşterilerinize sağladığınız değeri bilmek çok kıymetlidir.

İnsanlara ya da şirketlere yardım ederek değer yaratırız ve bu değer parasal bir değere dönüşür.

İşimizi sürdürülebilir şekilde yapmak için kazanç sağlayacak alanları bulmak durumundayız.

İşte bu yüzden, her zaman müşterilerin koçluk hizmetleriniz için size ödeme yapabileceği bir niş seçin.

Parasını Ödemeye Değer Bir Sorunu Çözüyor Musunuz?

Nişiniz için belirlediğiniz alanda müşteri grupları ile pazar araştırması yapmanız kaçınılmazdır. Bu pazar araştırmasında, müşterinize, ele aldığınız sorunu tanımlatıp, “buna para öder miydin?” sorusunu sormamız gerekir.

Hedef grubunuzun ele aldığınız sorunu çözmek için size ödeme yapmak isteyip istemeyecekleri konusunda geri bildirim almak önemli bir göstergedir.

Bir kişinin bir sorun için ne kadar ödediği, sorunun onlar için ne kadar acı verici olduğuna bağlıdır.

Örneğin; nişiniz için; “Müşteri adayları elde etmek için mücadele eden bir girişimciye, nasıl daha fazla müşteri elde edecekleri konusunda koçluk yaparak gelirlerini ikiye katlamalarına yardımcı olmak” tanımını yaptınız.

Müşterileri sorunlarına karşılık zaten bir bedel ödemektedir.

Belki yeterince müşteri çekemediği için maliyetlerini karşılamakta zorlanmakta olabilir.

Siz bu durumu çözmek konusunda bilgi, deneyim ve yetkinliğinizle müşterinizin karşısına “problem çözme taahhütü” ile çıktığınızda, yüksek bir bedel talep etseniz bile tercih edilebilirsiniz.

Çünkü; müşterinin ödediği bedel (acı) size ödeyeceği bedel (para)dan çok daha fazladır.

Niş, öne çıkmanız, marka olabilmeniz, işinizi büyütmeniz ve işinizi hayal ettiğiniz seviyelere çıkarmanız için kritik bir öneme sahiptir.

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

3.ADIM:

Koçluğunuzu Doğru Paketleyin Değerinizi Arttırın

Nişinizi, iş sahanızı belirlediniz. 3. Adım: koçluğunuzu doğru paketleyin ve değerinizi arttırın bölümündeyiz.

Yani doğru fiyatlandırmaya geldik.

Dürüst olun tam bu noktada yazıdan vazgeçmek istediniz mi?

Müşterilerinizden para düşüncesi bile sizi zorluyor mu?

Ben nasıl para isteyeceğim duygusu sizi rahatsız etmeye başladı mı?

Koçluğu profesyonel olarak yaparak para kazanmak istiyorsanız ve para isteme konusunu artık çözmek istiyorsanız şu yazımızı okumak isteyeceksiniz;

Koçluk görüşmelerinde para isteyememe sorununu nasıl aşabilirim?

Koçluğunuzu Nasıl Fiyatlandırabilirsiniz?

Bazen şöyle paketlere tanık oluruz:

“Görüşme ücreti: 1000 TL”

Saatlik bir ücret gerçekten koçluk mesleğinde olmalı mıdır?

“8 seans alana 2 seans bedava”

Bu bir paket olabilir mi?

Başarılı koçluk organizasyonları nasıl bir strateji üzerinden çalışır?

Bir koçluk görüşme ücretini belirleyen etmen ne olmalı?

Koç görüşme başına ya da saat başına ücret aldığınızda, müşteri kıyaslamaya başlar.

Çünkü zihnimiz kıyas yaparak durumu anlamaya, tanımlamaya çalışır.

“Bu görüşmede ödediğim 1000 TL ile şunları yapabilirim…

” Görüşmeye ödediği bedel ile ne yapabileceğini düşünmesi anlamsızdır, fakat zihin bunu yapma eğilimindedir.

Müşterinin bu eğilimi, görüşmenin sürdürülebilirliğini zorlaştırabilir.

Oysa ki müşteri koça, onunla geçirdiği zamana değil, elde etmeyi beklediği hedef ulaşabilmek, çözüm sağlayabilmek için para ödemeye razıdır.

Sonuca motive bir şekilde koçun kapısını çalar.

İstekli ve hazır şekilde durumunu değiştirmeye, ilerlemeye gönüllüdür.

Müşterinize;

“8 seans alana 2 seans bedava” demek bir paket sunmak değil, indirim sunmaktır.

Ya da “Görüşme ücretim 1000 TL” demek bir paket değildir.

Koçlukta başarılı bir paket oluşturmak, işinizin hak ettiği değeri talep etmek demektir.

O halde koçluk paketinin, müşterilerinin tam olarak elde etmeyi hedeflediği sonucu içermesi gerekir.

Müşterinin elde etmeyi beklediği özel sonuç nedir?

İnsanlar problemlerini çözen insanlara para öderler.

Ve bu problemi çözme taahhüdünde bulunmak ve elbette ki bu problemi bu paketin içinde çözmüş olmak, işinizin değerini arttıracak bir paketlemedir.

Hele müşteriniz bu sorunu acı duygusu yüksek şekilde yaşıyorsa, siz o acıyı (rahatsızlığı) ortadan kaldıracak bir teklifte bulunmuş oluyorsunuz.

Müşteriye bu vaadiniz, aynı zamanda sizin kendinize inanmanız ve güvenmeniz anlamına gelir.

Çünkü vaad ettiğiniz şeyi gerçekten yapmazsanız, mesleğinizi de ne yazık ki uzun ömürlü yapamazsınız.

Bu durumda, mesleğinde ustalaşmak, yetkinleşmek, verdiği sözde durmak önemlidir.

Siz bu güçlü duruşa sahip olduğunuzda, koyduğunuz bedel ne olursa olsun, sistem işleyecek, her zaman size kazandıracaktır.

Müşteri memnuniyeti ve müşteri tatmini daima yeni referanslar kazandırır.

Müşteri Segmentine Göre Paketleme

Hedef kitlenizin farklı kesimlerini, içerik, sunduğunuz imkanlar, sunduğunuz araçlar, zaman (süre), uygun fiyatlara göre farklı paketler uygulayabilirsiniz.

Paket 1: Tanışma Paketi

Tanışma paketi sayesinde müşteri ürün ya da hizmetinizle tanışır.

Sizin kalitenizi, tarzınızı, sunduklarınızı gözlemler.

Tanışma paketi diğerlerine göre düşük fiyatlıdır.

Müşterileri memnuniyeti yüksek olursa, sizin diğer paketlerinizi satın alma isteği duyar.

Hatta belki de bunu bir an önce yapmak için can atar.

Paket 2: Standart Paket

Standart bir paket, tanışma paketinizden daha çok şeyi içerir ve hatta iki katıdır.

Bu durumda tanışma paketinin de ortalama iki katı fiyatınadır.

Paket 3: Özel / Premium Paket

Premium paket, müşterilerinize en iyisini, en yüksek değerde olanını sunduğunuz ürün ya da hizmettir.

Premium paketler, psikolojik olarak kişiyi değerli hissettirir.

Prestij ya da statü sembolü olarak da görülür.

Bununla birlikte, hizmetten alınan sonucun da değerinin yüksek olması beklentisini getirir.

Müşteri referansla geliyorsa, ya da sizi zaten tanıyorsa, premium paket her zaman caziptir.

Müşteri, kendine maksimum fayda sağlayacağından emin olduğu Premium pakete iyi bir fiyat ödemeye ikna olur.

Çünkü müşteriler her zaman çok daha yüksek değerde olduklarını, yüksek değerde bir hizmet satın aldıklarını hissetmek ister.

Bu, aslında insanın kendine verdiği değerdir. Özetle, her insan kendi değerini satın alır.

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

4.ADIM:

Doğru Fiyatlandırma Maksimum Kazanç

Doğru fiyatlandırma yapmak, doğru müşterinin de size gelmesini sağlar.11 Adımda girişimcilik rehberinin 4. Adımı Doğru Fiyatlandırma Maksimum Kazanç getirir.

Siz girişimci ve profesyonelsiniz.

Bir meslek yapıyorsunuz ve bunu stratejik bir konumlama ile yaptığınızda, iş akışınız pozitif anlamda değişmeye başlar.

Bunun için ,başlangıç noktanız “Girişimci şapkanız” ile düşünmek.

Bu bölümde, kazanç, maliyet, kar nasıl ortaya çıkar?

Doğru fiyatlandırma nasıl yapılır sorularının cevabını sunacağız.

Maksimum kazancı sağlamanın püf noktaları ve doğru fiyatlandırma yapmanın doğru adımlarını paylaşacağız.

Maliyetler

Fiyatlandırma neye göre yapılır?

Girişimciler-İşletmeciler “Maliyet hesabı” yaparak doğru fiyat etiketini belirlerler.

Diyelim ki, ayda 10 müşteri ile çalıştınız; 3’er görüşme yaptınız. Toplam 30 görüşme.

Buradan da 22.500 TL kazanç sağladığınızı varsayalım.

Bu sizin gerçek karınız değildir.

Kazandığınız para miktarı, gelir eksi maliyetleriniz olan kardır.

Maliyet kalemleri olarak belirlediklerinizi yazmalı ve toplamalısınız. Bunlar neler olabilir?

Maliyet hesabımızı aylık olarak yapalım:

-İşinizi yapmak için kullandığınız araçlar: Zoom, telefon faturası, elektrik

-İş görüşmeleri için kullandığınız araç giderleri: Araç sigortası, araç bakım masrafı yakıt gideri vb. (Bunların aylık ortalamasını alabilirisiniz)

-Reklam gideri (düzenli bir reklam bütçesi; özellikle sosyal medya)

-İşinize destek veren insanlara ödediğiniz ücret

-Yüz yüze görüşmelerde mekan (ofis, ortak görüşme ortamı) için ödediğiniz ücret

-SGK, özel sağlık sigortası vb. ödemeleriniz (aylık)

-Ön muhasebeye ödemiş olduğunuz ücret

-Fatura kesiminden doğan vergi

-Kırtasiye giderleri

-Müşterinizle yaptığınız görüşmeler için ikram, ağırlama, yeme-içme vb giderler

-Kendi performansınız için kendinize yapacağınız ödeme (Bu konuya açıklık getireceğiz)

Bu gider kalemleri gözünüze çok mu göründü?

Elbette organizasyonunuz büyüdükçe, maliyet kalemleri de artacaktır.

Fakat sadece sizin performansınızla yürüyen bir işletme modelinde bu stabil bir dengeye oturacak; gelir-gider dengesi kendi içinde sağlanacaktır.

Burada sizin yapmanız gereken, maliyet kalemlerine odaklanmak değil, gelirinizi arttıracak olan üretim ve hizmetinize odaklanmaktır.

Toplam bürüt kazancınıza, 22.500 diyelim. Yukarıdaki bazı kalemlerin maliyetlerin toplamı da 5.000 TL olmuş olsun.

Bu durumda sizin net kazancınız(Karınız) ,

22.500- 5.000 = 17.500 TL’dir.

Kendi işini yapanlar için kendi performansına ödeme yapma çoğu zaman dikkate alınan bir durum değildir.

Oysa ki, size ait olmayan bir işletmede çalışıyor olsaydınız; parasal bir değer talep edecektiniz.

“Giderler çıktıktan sonra kalan gelir zaten benim” mantığı Girişimcilik açısından doğru değildir. (Sizden girişimcilik şapkası ile düşünmenizi istemiştik)

Niçin doğru değildir? Çünkü siz bir işletme sistemi içinde katma değer sağlayan bir kaynaksanız.

Kaynak olarak bunun karşılığını almalısınız. Bu parasal değerin sizin hesabınıza yatıyor olması ya da düzenli olarak size verilmesi, öz motivasyonunuzu canlandıracak, performansınızı arttıracaktır.

Eğer denemediyseniz, kendi hakkınızı kendinize teslim edin ve sonuçlarını görün.

Kar

İşinizden ne kadar kazanç elde etmek istiyorsunuz?

Bunun için hedef çalıştınız mı?

Hedeflediğiniz miktar bir hayal mi?

Yoksa net bir hedef mi?

Ayda 100 bin TL kazanmayı temenni ediyor, fakat 100 bin TL kazanç sağlayacak bir düşüncede olamıyorsanız muhtemelen kazanamayacaksınız.

Düşünsel olarak o vizyonu oluşturmalı, 100 bin TL hedefinize ulaşmanızı sağlayacak bir organizasyon tasarlamalısınız.

Ürün, müşteri bağlantıları, görüşme trafiği, tanıtım, satış…

Bütün bu organizasyon, sizi, doğru odak, doğru müşteri, doğru fiyat, doğru satış adımlarına taşır. Ve elbette hedeflenen net gelir.

Size para ödeyen müşterinizin ödediği ücretleri topladığınızda elde ettiğiniz gelir, sizi hedefinize taşıyor mu?

Ayda 100 bin TL satış hedefiniz var; ortalama ayda 10 müşteri ile 30 görüşme yapıyorsunuz. Her görüşmeden 750 TL. gelir elde ediyorsunuz.

Bu durumda, hedef gerçekçi mi?

Koçluk görüşmelerinde olduğu gibi; şu anki mevcut durumun net bir fotoğrafını çekin, masaya koyun.

Girişimci şapkasını takın, üzerinde düşünmeye başlayın:

Bu durumda, bu hedefe ulaşabilmek için nasıl bir iş modeli tasarlamalıyım?

Bir önceki bölümde anlattığımız Niş alanda tasarlanmış müşteri paketi, belki de yeni kanallara, yeni müşteri gruplarına sizi tasarlayacaktır.

Kendi nişinizde öyle bir soruna ilaç gibi çözüm sağlayacak öyle bir paket dizayn ettiniz ki, buna bir değer koydunuz.

Kafanızdaki değerin gerçekçi olup olmadığını nereden bilirsiniz?

Ürün ile müşteri grubunu bir araya getirecek bir Pazar araştırması için harekete geçersin.

Bu müşteri grubu ile pazar araştırması yapar; bu *müşteri grubunun ürününe ne kadar ödeyebileceğine dair çalışırsın.

Elde ettiğin ürün (NE) ile odak müşteri grubunu (KİM) bir araya gelmesinden oluşan müşteri paketine biçtiğin fiyatlandırma, müşteri tarafından talep görüyorsa, referanslar işliyorsa, doğru hedef kitleye ulaşılmış demektir.

Bu durumda; şöyle diyebilirsin:

“……………….. özelliklere sahip spesifik tanımladığım müşteri grubumun,

……… ihtiyaçlarına, …………… problemine; ………………. şekilde çözüm oluşturuyorum.

Bunu yaklaşık …….. (şu kadar) süre içinde yapıyorum.

Çözmüş olduğum bu probleme karşılık, 10.000 TL talep ediyorum.

*Müşterimin ödediği bu bedel, onu yaşadığı …………………………………..acıdan ve bedelden kurtarmış oluyor.”

Bu kez soru şu: “10.000 TL ödeyecek, bu acı dolu problemden kurtulmayı bekleyen kaç kişiye ulaşabilirsin? “

Önceki örneğimizden gidecek olursak; diyelim ki, sizin hedefiniz ayda 10.000 TL kazanmak olsun.

Şimdi de şu güçlü soruyu soralım: “Bu ay, problemini çözmeme karşılık ürün paketime 10.000 TL ödeyecek 10 müşteriye hangi kanallardan ulaşabilirim?”

Hedeflenen kazancı elde edebilmek için çok sayıda insana değil, doğru tasarlanmış pakete ve doğru tespit edilmiş *müşteri grubuna ulaşmanız yeterlidir.

Hatta gelir açısından bakıldığında, sirkülasyon çok değilse, düşük fiyatlarla yapılmış satışalar maliyetlerinizi karşılamanıza yardımcı olsa bile, kar/kazanç elde etmenizi desteklemez. Bu nedenle stratejik paketler, *müşteri grupları ve doğru fiyatlandırma üzerinde çalışmak çok önemlidir.

*müşteri kelimesi kulağına nasıl geliyor bilmiyorum ama koçluk hizmeti alan kişiyi ICF ve “client” olarak tanımlıyor.

Client kelimesi ingilizcede hizmet satın alan kişi anlamına geliyor.

Yine ingilizcede bir mal ya da ürün alan kişiye verilen isim “customer”.

Türkçeye çevirdiğimizde client ve customer müşteri olarak tanımlanıyor.

Bu yüzden biz de MYK’da ( Mesleki Yeterlilik Kurumu ) belirlendiği şekilde müşteri kelimesini kullanıyoruz.

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

5.ADIM:

Müşteri Davranışları Müşteri Empati Haritası

Müşteri grubunuzu anlamak için, 5. ADIM: müşteri davranışları müşteri empati haritası çıkarmaktır.

Başarılı bir koçluk işine sahip olmak istiyorsanız, belirlediğiniz müşteri grubunuza odaklı düşünmeniz gerekir.

Potansiyel müşteriniz ne düşünür, ne hisseder?

Bu müşteri, nerede, nasıl yaşar?

Yaşam biçimi, dünya modeli nedir?

Nelere inanır? Hangi temel değerlere sahiptir? Hangi değerleri satın alırlar?

Bu temel değerlere, satın aldığı ürün ve hizmet için nasıl anlam yüklerler?

Satın alma alışkanlıkları nasıldır? Hangi duyguları satın alırlar?

Bu müşteriler, nerede vakit geçirirler? Sosyal grupları var mıdır? Hangi gruplara üye olurlar? Nelere ilgi duyarlar?

En çok nelere para harcarlar? En az nelere para harcarlar?

Para ödedikleri ürünleri niçin alırlar? Kime alırlar?

Sizden hangi ihtiyaçları karşılamanızı beklerler?

Bu güçlü soruları elbette zenginleştirebilirsiniz. Fakat bu sorulara vereceğiniz cevap, müşterinizin empati haritasını oluşturacaktır.

Bunun için, “Müşteri şapkası” takarak, bir süreliğine “müşteri gözü” ile bu soruları cevaplayabilirsiniz.

Bu bize ne kazandırır? Çok şey. Başta, müşteri zihniyetini anlamak için çok idealdir.

Çünkü müşteri ile bire bir empati kurmak, onun beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamak anlamına gelir.

Müşterilerinizin mantalitesi (anlayışı, zihniyeti) koçluk işinizi karlı bir iş modeli haline getirmede kritik bir rol oynar.

Bir koç olarak, koçluk programınıza büyük miktarda yatırım yapmış birinin davranışlarına, bu davranışın altında yatan psikolojiye bakmanız gerekir.

Elbette bir de, bu yatırımı henüz yapmamış olan potansiyel müşterinizin bunu niçin yapmamış olduğuna da bakmak, bazı çıkarımlar yapmak bakımından değer taşır.

Potansiyel müşteri grubunuzda olan, ancak henüz harekete geçmemiş olan müşteriniz, henüz ihtiyacının farkında olmamış olabilir.

Aynı problemlere sahip olup, henüz rahatsızlık, acı duygusu yaşamamış olabilir.

Hatırlayalım: Rahatsızlık, acı seviyesi ne kadar yüksekse, bunun için harekete geçme kapasitemiz o derece yüksektir.

Bu durumda ona ihtiyacını ne şekilde hissettirebilirsiniz?

Müşteriye nasıl bir mesaj verirseniz, algı dünyasında tetikleyebilir, harekete geçirebilirsiniz?

Bir ürüne (ya da hizmete) yüksek fiyat ödemeye razı olanlarla, bunu henüz yapmamış olanlar arasındaki fark nedir?

Kendi deneyiminizden düşünün: Diyelim ki, sizin için pahalı gibi gözüken, fakat nihayetinde sahip olduğunuz probleme çözüm bulan yüksek fiyatlı bir ürün satın aldınız.

Bunu satın alırken motivasyonunuz neydi?

Beyniniz size; “Değer mi, değmez mi?” sorusunu sorduğunda, “Siz hiç kuşkusuz değer” diyerek nasıl harekete geçmiştiniz?

Sizi harekete geçiren niyetiniz, ihyacınız, değerleriniz nelerdi?

Çoğu insan, bir şey pahalıysa iyi olması gerektiği algısına sahiptir ve bu psikoloji ile harekete geçer.

Yani, “ödenen bedel ne kadar yüksekse, o ürün de o kadar değerlidir” inancı yaygın bir inançtır.

Bu gerçekten doğru mu? Doğru olmayabilir.

Pahalı bir koçluk hizmeti ile düşük değerde bir koçluk hizmeti kıyaslaması yapan müşteri;

“Pahalı çünkü, buradan kaliteli bir hizmet alacağım” düşüncesine ulaşmak için sadece fiyatlandırmaya bakmayacaktır.

Söz konusu alan Koçluk ise; bu hizmeti verecek olan kişi/kişilerin deneyimleri, ne kadar süredir profesyonel hizmet verdikleri (kaç yüz/ kaç bin görüşme deneyimi var) unvanları, hangi alanda deneyim sahibi oldukları, üretimleri, alana kattığı değerler, müşteri referansları, sosyal medya paylaşımları vb. kriterler, bu hizmeti satın almalarında önemli rol oynayacaktır.

Ne mutlu ki, kriterleri yüksek bilinçli bir müşteri grubu giderek yaygınlaşıyor.

Müşteri davranışlarını ele almışken; “bir konuda yüksek fiyat ödemiş” (gerçekten bedel ödemiş) olan müşteri psikolojisindeki bir konuya dikkat çekmek isteriz.

Şöyle bir varsayıma ne dersiniz: “Kişiler ne kadar yüksek değerde bir yatırım yaparsa, o kadar emek verirler”

Örneğin; sizin 2 maaşınız olan bir eğitime kayıt yaptırdınız.

Bu bir yatırım. O yatırım için “Değer mi değmez mi?” sorusunu sordunuz ve değer buldunuz.

O eğitime katılırken, güçlü bir motivasyon duyarsınız.

Sorumluluk alırsınız, ödevlerinizi düzenli yaparsınız.

Yeni alışkanlıklara yer açarsınız.

Değişime hazır olursunuz.

Zorlansanız da, o eğitimden maksimum fayda elde etmek için yüksek performans gösterirsiniz.

Bu çabanız, sürdürülebilir motivasyonunuz, aynı zamanda ödemiş olduğunuz yüksek bedelden kaynaklanır.

Bu da verimliliği doğurur.

Verimlilik, güçlü sonuçları elde etmenizi sağlar.

Diyelim ki, “Sigarayı bırakmak” için bir NLP Koçu ile çalıştınız.

Sizin sigarayı bırakmanızı çok isteyen eşiniz size sponsor oldu. “10.000 TL değerinde bir “Sigarayı bırakma paketi”ni size armağan etti.

Bu size ne kadar fayda sağlardı? Gerçekten motivasyon sağlar mıydı? Sürdürülebilir şekilde başarılı sonuç almanıza hizmet eder miydi?

Araştırmalar gösteriyor ki; ne yazık ki hayır.

Çünkü siz yeterince istekli değildiniz. Ve her şeyden önemlisi bunun için bir bedel ödemediniz. Size armağan edildi.

Bedel ödenmemiş bir şeyin değerini bilmek konusunda zihin sistemimiz zorlanıyor.

Fakat siz 10.000 TL ödemiş olsaydınız; o sizin için gayret, çaba, motivasyon olarak geri dönenecekti.

Ödenen bedel ne kadar yüksek olursa, onu yapmaya o kadar değer gören bir sistemimiz var.

Bedel ödemiş bir müşteri, bu bedelin karşılığını, hakkını vermek için büyük gayret gösterir.

Efor harcar. Kafa patlatır.

Soru sorar. “Aha anı” dediğimiz anları çokça yaşar.

Neredeyse bir kelime ile aydınlanır. Çünkü o müşteri, problemi halletmeye, çözmeye güdülüdür.

Zihin sistemini daha başlarken programlar: “Ben bu değeri ödeyecek, bu sorundan kurtulacağım.

Ve bunu yapma zamanı geldi. Şimdi değilse, ne zaman?..”

Bu nedenle, program ister yüz yüze, ister online olsun, öz disiplini yüksek şekilde davranır.

Ve sorumluluklarını her açıdan yerine getirir.

Düşük bedel ödemiş olan (hatta bu bedeli bile ödememiş) müşteri program takvimini unutur.

Programa katılsa bile mesafeli yaklaşır; belki dinler, belki dinlemez.

Ödevlendirmeleri savsaklar.

Kimi zaman gelir, kimi zaman gelmez.

Programa dahil olmak konusunda bahaneler bulur.

Zaten biliyormuş olduğunu düşünerek ön yargılı davranır.

Bu online bir programsa, orada gerçekten olup olmadığı konusunda emin olmazsınız.

Kısaca, kendi sabotajcısı ile öylesine meşguldür ki, aldığı servisin hakkını bir türlü veremez.

Bu konudaki deneyim ve izlenimlerden biri de; programın hak ettiği değeri ödemiş müşterinin heyecan ve şevkini paylaşma arzusu. Bu müşteriler hedeflediği sonuçları elde etme süreçlerinde ve sonuçlara eriştiklerinde bunu çevresindekilerle (ailesi, arkadaşları, yakınları ile) paylaşırlar.

Bir anlamda, size referans olmak konusunda cömert davranırlar. Buradaki iki temel yaklaşım;

  1. Ben çok iyi bir hizmet aldım ve çok memnun kaldım, size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. İşinizi en iyi şekilde yapmanızı destekleyecek yeni insanlarla sizi tanıştırmak istiyorum (Bu referansı sizin için yaparlar)

2.Benim sağladığım faydayı diğer insanlar da sağlasın. Eşim, dostumda böyle bir hizmetten yararlansın istiyorum. (Bunu kendileri için yaparlar)

Programın hak ettiği değerini ödemiş müşteri, bu ifadeleri yüksek sesle hem çevresinde, hem sosyal medya hesabında yaparken oldukça cömert davranır dedik.

Peki, yeterli bedeli ödememiş olanlar?

Onlar bunu nadiren yaparlar.

Satış Potansiyelini Canlandırmak

Müşterinize Ek Satışlar Yapmak

Sizden fayda sağlamış, değer vermiş, problemlerini önemli ölçüde çözmüş müşteri, iş gelişiminiz için önem taşır.

Müşteri memnuniyeti sağladığınız kadar, “sadık müşteri”yi de kazanmanız gerekir.

Onların yol arkadaşı olarak bağlantınızı devam ettirmeniz; onlara da, size de fayda sağlayacaktır.

Bu hangi yollarla olur? Eğer işinizde değer yaratan etkinlikler yapıyorsanız, onları haberdar etmelisiniz.

Zoom’da yaptığınız bir webinar, yeni açtığınız bir Blog sayfası, yeni devreye soktuğunuz bir eğitim programı, belli aralıklarla yaptığınız “destek toplantıları” onlara mutlaka ulaşmalı, mümkünse onları da içine almalı ki, çemberiniz genişlesin.

Bu saydıklarımız, satış potansiyelinizin artmasını sağlayacak, yeni referanslara ulaşmanızı güçlendirecektir.

Çünkü bu tip etkinliklere müşteriniz yakın çevresini de davet edebilir.

Sadık müşteriden ziyade sizin ailenizin bir parçası haline gelir.

Tıpkı, bir işletmenin çalışanı gibi. Bu örneği vermemizdeki amaç; işletme çalışanlarına “iç müşteri” adının verilmesidir.

İç müşteriniz sizden memnunsa, dışarıdan gelen müşteriye bu memnuniyeti ve bu enerjiyi yansıtacaktır.

Biliyorsunuz ki, pozitif etki bulaşıcıdır.  Tatmin seviyesi yüksek servisler veriyorsanız, bu pozitif etki doğal olarak gelişir.

Onlarla o kadar bütünleşirsiniz ki, tutkunuzdan onlar da heyecan duyarlar ve bu heyecan onların da harekete geçmesini sağlar.

Ek satış, mevcut müşterinize yeni bir ürün-hizmet satışı yapmak ve bu satışlara devam etmek anlamına gelir.

Sadık müşteriye  “Ek satış” yapabilmeniz çok daha mümkündür. Zaten sizin ürün-hizmet kalitenizi biliyordur.

Size güvenirler. Sağladığınız faydanın farkındadır.

Hayatlarında gelişim, değişim, dönüşümü başlatmışlardır.

Hedefledikleri ilerleme için sizinle birlikte kendine artı değer katacağına iknadır.  Bu durumda satın alma kendiliğinden olacaktır.

Ek satışın bir başka avantajı, programı eski müşterilerinize sattığınız için reklam, satın alma maliyetini içermemesidir.

Sağladığınız hizmete hak ettiği değeri ödemiş müşteriler, yeni programlara yatırım yapma potansiyelinde de aktif davranırlar.

Mevcut müşterilerin sizden yeni bir ürün alma olasılığı, diğerlerine göre çok daha fazladır.

Bu oranın %30’dan fazla olduğu yönünde araştırmalar vardır.

Elbette, maliyet açısından mevcut müşteri çok daha düşük maliyette olacaktır.

Düşük Ücretle Program Satın Alanlar

Düşük ücretle program satışı konusunda şöyle bir durum mevcuttur:

Bazı müşteri grupları, kampanya dönemlerinden faydalanmak, mümkün olan en ucuz fiyatı en iyi imkanlarla satın almak isterler.

Bu fırsat, elbette ki pek çok pazar için söz konusudur.

Burada bir problem yoktur. Düşük ücretle program satın alan kişilerin bütçeleri sınırlıdır.

Sürekli olarak düşük fiyatla değerli bir ürünü elde etmek için pazarlık yapma halindedirler.

Sizin elinizde gerçekten de niş ve değerli bir ürün varsa, hak ettiği değeri verecek bir müşteri grubuna henüz ulaşamamışsanız, iyi bir ürünle yeterince para kazanmakta zorlanırsınız.

Doğru müşteri grubuna doğru fiyat ile ürün sunmadıysanız, piyasada fiyat konusunda rekabet etmeye başlarsınız.

Böyle bir rekabete girdiyseniz, kar oranı giderek düşmeye başlar.

Maliyetiniz yüksek, karınız düşükse, daha çok çalışmak durumunda kalırsınız.

Elinize geçen para, performansınızı karşılamazsa, işteki motivasyon belirgin şekilde düşer.

Sizi bu duruma getiren aslında müşterinize daha baştan verdiğiniz tavizdir. Çünkü;

1.Ürün ya da hizmetinize düşük değer biçerseniz, ürünü değerinde satın alacak (yüksek değer ödeyebilecek) müşteriden uzaklaşırsınız,

  1. Bu durumda, ürününüze düşük bedel ödeme arayışında olan müşterileri kendinize çeker ya da onları bulursunuz,

3.Ürüne düşük değer ödeyen müşteri grubu, sizinle pazarlık etme eğilimindedir. Sizi pazardaki diğerleri ile kıyaslar

4.Fiyatınızı şu ya da bu sebeple düşürdüğünüz için rekabet ortamına çekilir, kendinizi fark etmeden rekabet ederken bulursunuz.

Yani, aslında, siz ürününüze, emeğinize yeterince değer vermemiş olursunuz. Dolayısıyla müşteriniz de bu şekilde davranır.

Yüzlerce müşteriye hizmet veriyorsanız, bu performansınız oranında kazanç sağlamanız gerekir.

Gördüğünüz gibi, zincirlemesine bağlı çalışan bir sistemden söz ediyoruz. Bu sistem, sizin ürününüze doğru değer biçtiğinizde doğru çalışıyor.

Ürününüze yüksek değer biçmiş, bu şekilde fiyatlandırmışsanız sonuç almanız gözle görülür şekilde aratacaktır.

Ürün paketinize önemli bir bedel ödemiş müşteri, kendi sonuçlarının sorumluluğunu üstlenir.

Yani, yapılan yatırımın yerini bulması, müşterinizin sizin kadar çaba sarf etmesinden, emek vermesinden kaynaklanır.

İnsanlar sonuç aldığında, sadık müşteri olarak kalırlar. Ek satış yapabilmeniz böylece daha mümkün olacaktır.

O halde şunu söylememiz mümkün olabilir:

Nişiniz, işinize değer katar. İşiniz, müşteriye değer katar.

Bu sayede piyasada rekabet ortamında değil, rekabetin olmadığı bir alanda hizmet verirsiniz.

Rekabet kaygısı yaşamadığınız için fiyatınızı düşürmezsiniz.

Hatta sizin biçtiğiniz fiyat yüksek olsa bile talep görür.

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

6.ADIM:

Koçluk İşinde Büyüme Modelleri

Koçluk modelleri, yaptığınız işi hangi şekilde konumlandırdığınız, dizayn ettiğiniz, organize ettiğiniz anlamına gelir. Kendiniz için doğru modeli seçmeniz koç girişimci olarak iyi bir başlangıç olacaktır.

Sizinle bu bölümde, işinizin büyümesini sağlayan koçluk modellerini sunacağız.

Koç-girişimci olarak, koçluk modellerinden birini ya da birkaçını seçebilirsiniz.

Bire Bir Koçluk

Bireysel koçluk veya kişisel koçluk olarak da adlandırılan bire bir koçluk, en yaygın kullanılan koçluk biçimlerinden biridir. Bu tür koçluk seansları, müşterinize odaklandığınız, bir konuda derinleştiğiniz ve onunla bireysel olarak çalıştığınız yerlerdir.

Müşteriler, bireysel olarak kendilerine odaklı şekilde servis almayı tercih ederler. Çünkü, kendi mahremiyetlerini, iç dünyalarını güven duydukları insana açmak, duygularını ifade etmek, anlaşılmak isterler. Bire bir koçluk, müşterinin hazır oluş hali içinde getirmiş olduğu her türlü konuyu görüşmek için kişiye özel alan açmaktır.

Tüm oturum, müşterinin gündemindeki konulara kişiselleştirilmiş çözümler üretmeye yöneliktir.

Grup Koçluğu

Grup koçluğu, kapalı bir gruba koçluk yapmaktır. Müşteriler programa birlikte kaydolur, oturuma birlikte dahil olurlar. Bu grupta bulunan insanların öğrenme deneyimleri ve paylaşma deneyimleri ortaktır. Birbirine benzer hedefleri, benzer problemleri, benzer arayışları vardır. öğrenme noktaları birbirine yakın çizgidedir.

Koç, programda, aynı anda grubun bir veya daha fazla üyesine koçluk yapar.

Grup koçluğu, yüz yüze veya online/çevrim içi araçlar uzaktan gerçekleştirilebilir .

Daha önceki Girişimcilik bölümlerinden birinde niş işi nasıl seçebileceğimizi, nasıl dizayn edebileceğimizi konuşmuştuk. Eğer bu konu üzerinde araştırmanızı yaptıysanız, hangi hedef gruplara odaklanmanız gerektiği yönünde net bir kararınız ortaya çıkmıştır. Bu odak grupları, Grup koçluğu yapmanız için ideal gruplar olacaktır.

Gruplar, programınıza ve nişinize bağlı olarak iş organizasyonunuzu yapabilirsiniz.

Yalnızca bir müşteri yerine, aynı anda birçok müşteriyle koçluk deneyimi hem liderlik değerinizi, hem de takım olma değerinizi geliştirmeniz için bir fırsattır.

Koç olarak size öğrenme zenginliği sunduğu gibi, ortak gruplar için de hayat boyu unutulmaz bir paylaşım ortamı, farklı hikayelerden öğrenme deneyimi sağlar.

Bu noktada mentörlük isterseniz, tecrübemizden hareketle size şunu söyleyebiliriz:

Koçluk işinde yeni iseniz, mutlaka “bire bir koçluk” modelini pişinceye kadar uygulamalısınız. Belirli bir km yapana kadar (ki ICF, 100 görüşmeyi geride bıraktığınızda sizi profesyonel olarak değerlendiriyor) bire-bir koçluk vermeye devam etmelisiniz.

Ve yaptığınız her koçluğu (ister ücretli, ister barter -hizmet değiş tokuşu- olarak yapılmış koçluklar) kayıt altına almalısınız. Excel’de bir tablo yaparak kime koçluk yaptığınızı-hangi tarihte gerçekleştiğini- bu kişinin iletişim bilgilerini) yazmalısınız.

Bu sizin km (tecrübe, yetkinleşme) göstergeniz olacaktır. Hatta excel tablosu doldukça, bir koç olarak gelişim tablosuna dönüşecektir.

Taşları üst üste nasıl koyduğunuzu görmeniz, hedeflediğiniz yolda daha sağlam adımlarla ilerlemenize yardımcı olacaktır.

Bire bir koçluk deneyimledikten sonra, nişinize dayalı olarak grup koçluğu programı oluşturarak koçluk işinizi bir sonraki seviyeye taşıyabilirsiniz.

Girişimci Koçlar Grubu

Şu an okumakta olduğunuz “KOÇLAR İÇİN 11 ADIMDA GİRİŞİMCİLİK” yazı dizisi, Koçluk alanında Girişimcilik uygulamaları yapmaya karar verdiğimizde çıktı.

Girişimci-Koç grubunda aynı işi yapan, aynı rollere, aynı şapkalara sahip koçlar bir araya gelerek, hem girişimci olarak organizasyonlarını kurmayı, hem işlerini büyütmeyi hedeflemişlerdi.

Girişimci-Koçlarla, deneyim dolu yolculuğa çıktık. Kendi hedef gruplarını bulmaları, müşteri grubu ve ürünleri hakkında çalışmaları, pazarlama-satış konusunda organizasyonlarını oluşturmaları konusunda online odalarda kapsamlı çalışmalar yaptık.

Grup çalışmaları sırasında, bu çatı altında bir araya geldiğimiz için defalarca birbirimize teşekkür ettik. Çünkü, o kadar çok şeyi ortak hissediyor ve ifade ediyorduk ki; aynı dili paylaştığımız gibi, aynı ruhta buluşuyorduk. Gerçekten takım olduğumuzu hissetmiştik. Bu, elbette ki hepimiz için şans ve büyük bir öğrenme zenginliğiydi.

Ortak Problemlerin Çözümü İçin Grup Koçluğu

Koçluk organizasyonunuzda Eğitim Koçu olarak çalışıyor olabilirsiniz.

Diyelim ki, Orta okula giden öğrenci anneleri ile “Çocuklarla İletişim Çatışması-Çözüm Odaklı İletişim” başlıklı bir grup oluşturdunuz.

Grubunuzdaki annelerin ortak hikayeleri olacaktır. Muhtemelen bu gruba katılan çoğu anne iletişim konusunda gerçekten zorlanmaktadır.

Farklı konu başlıkları olsa da, birbirine benzer hikayeler anlatacaklardır. Siz bu çalışmaları yaptıkça, onlar yalnız olmadıklarını, farklı bakış açılarından duydukları hikayelerle farklı bağlantılar kurduklarını anlatacaklardır.

Siz bir koç olarak grupta bir anne ile koçluk çalışırken, sizin sorduğunuz soru, diğer anneleri de tetikleyecek, onlar da kendi çözümlerini iç dünyalarında üretmeye başlayacaklardır.

Aslında burada olan şey nedir? Yıllardır grup koçluğu yapan, farklı gruplara Koçluk eğitimleri veren mentörler olarak; ortak platformlarda, kolektif alanda, kolektif çözülmelerin gerçekleştiğini gözlemleriz.

Tesadüfen bir araya gelmiş gibi gözüken farklı gruplarda koçluk yaparken; alana, anne-kız çatışmasını getiren biri ile çalıştığımızda, aynı konuyu aşmak isteyen bir çok insan olduğunu, onların da çözülmeler yaşadığını rahatlıkla gözlemleriz.

“Tesadüf yoktur, anlamlı tesadüfler vardır” inancını bize her grup dinamiği yeniden, yeniden hatırlatır.

Bir kişiye koçluk yaparsınız, ancak bir çok kişi bundan yararlanır, dönüşüm yaşar. Ve en önemlisi, içsel olarak deneyimlediği bu çözülmeleri bizimle paylaşır.

Koçluk sonrası farkındalık paylaşımlarımızda anlatır. Her bir katılımcının gönüllü paylaşımları, kollektif alanın nasıl çalıştığını, birbirimize görünmez bağlarla nasıl bağlı olduğumuzu yansıtır.

Dijital Alanda Grup Koçluğu Deneyimi

Pekiyi, online/çevrimiçi ortama göre dijital alanda koçluk araçları ile tasarlanmış grup koçluğu çalışması yapmak nasıl olurdu?

Biz bu çalışmayı pandemi sürecinin başından bugüne uyguluyoruz. Aldığımız sonuçlar muazzam.

Önce Üniversiteli öğrenciler için kariyer koçluğu projesi ile başladık. 30 kişilik bir koç ekibi ile bire bir çalışmalar yaptık; ardından öğrenci gruplarıyla çalıştık.

Koçlarla Kariyer Koçluğu grupları, Hedef Performans grupları, Girişimci grupları ile çalıştık.

Niş grubunuz ile dijital araçları birleştirdiğinizde, inovatif, teknolojik, “yeni nesil”in keyifle dahil olabileceği şahane çözümler keşfediyorsunuz.

Teknoloji konusu gelişim alanınız ise; mesafeli yaklaşabilirsiniz. Fakat şunu söyleyebiliriz ki, her teknolojik araç Stave Jobs’un ifade ettiği gibi, “basit, kolay, pratik çözümlerle” çalışma prensibi ile hazırlanmış durumda. Sadece kolları sıvayıp fırsatlara kendimizi açmamız yeterli :)

Kurumsal Alanda Grup Koçluğu

Diyelim ki kurumsal alanda çalışıyorsunuz. İşletmeler için niş belirlediniz:

“Aynı çatı altında takım olarak ortak paydada buluşmak, kurum kültürünü takım olarak içselleştirmek” üzerine çalışıyorsunuz.

Takım koçluğu yapıyorsunuz. Bu gerçekten de hassas bir konu. Kurumun duvarında kocaman yazan ya da web sayfalarında anlatılan bir meseleyi masa üstüne taşıyorsunuz: Vizyon, misyon, değerler, prensipler.

Bu konuda çember oluşturduğunuzda bu çemberin etrafındaki şirket çalışanları, kendi pencerelerinden deneyimlerini aktaracaklardır.

“Sizin değerlerinizle içinde olduğunuz şirketin değerleri hangi noktalarda kesişiyor? Siz işinizi hangi değerlerler ile yapıyorsunuz?

İşinizi yapmanızı şirketinizin değerleri nasıl destekliyor? “ sorusu ile takım, ortak değerler noktasına odaklanacaktır.

Kendi değerleri ile işletmenin değerlerinin hangi noktada kesiştiğini anlatacaklardır.

“Şirketin vizyonuna kişisel olarak nasıl değer katıyorsun?” sorusu ile şirketin takım oyuncularını şirketin geleceğine katkı sunması için teşvik edersiniz.

Bu, kurumsal aidiyeti pekiştirecek; işletme ile çalışanı ortak bir köprü ile birbirine bağlayacaktır.

Grup ile koçluklar; gerçekten takım olmayı başarmış olunduğunda anlam kazanır.

Kurum içi koçluk yapıyorsanız, çembere dahil olmuş olan her bir çalışanın gerçekten orada olma gönüllülüğü çalışmanın seyrini verimli ve keyifli yapacaktır.

Takım üyeleri kendilerini şirkete ait hissetmiyorlarsa, şu ya da bu yüzden direnç oluşturuyorlarsa, takım koçluğu zorlayıcı bir deneyime dönüşebilir.

Tecrübe ettiğimiz şey; takımların oyun oynama, birlikte etkinlik yapma, birlikte bir şey üretme, proje oluşturma süreçlerinde çok daha keyifli bir süreç yaşadıkları doğrultuda.

Bu nedenle takım koçluğu farklı materyallerle, oyun araçları ile anlamlı hale gelmekte.

Üyelikle Çalışan Platformlar

Hedef gruplarınızla ortak gruplar, paylaşımlar oluşturduktan sonra, onların dahi oldukları bir üyelik platformunda üretiminize devam edebilirsiniz.

“Üyelikle Çalışan Platform” organizasyonu yapmaya başlayabilmek için, çok sayıda grup tecrübenizi ardınızda bırakmalısınız.

Ya da, ciddi bir pazar araştırması yaparak, hangi odak gruplarla çalışacağınızı, onlara tam olarak ne sunacağınızı, bunu nasıl yapacağınızı projelendirmelisiniz.

Üyelikle çalışan platformlar; bir oturum açma ile korunduğu için web sitesine yalnızca ücretli üyeler erişebilir.

Üyelik platformu şunları üretir: Üyelere, ortak bir konuda içerikler sunar. Eğitim materyalleri tasarlar.

Size iyi gelecek teknikler kazandırarak, ihtiyacınıza cevap oluşturur. İşinizi kolaylaştıracak pratik araçlarla alanınızda ilerlemenizi, hızlı yol almanızı sağlar.

Niş alanınızda sizdeki bilgi ve deneyimi almayı talep edenler için bir üyelik sitesi oluşturursunuz. Bu bir konsept olabilir.

Bu tip platformlarda yaygın bir şekilde uygulandığını gördüğümüz örneklerin başında fitness egzersizleri, yoga, plates, zumba grupları yer alıyor.

Bu üyelik platformları, bir arada olmanın enerjisinden harika bir şekilde faydalanıyorlar.

Örneğin “dijital ortamda öğrenmeyi öğrenmek, derin öğrenme” deneyimi için bir üyelik platformu, öğrenme değerine sahip meraklıları aynı çatı altında buluşturabilir.

“Hafıza Teknikleri ile Zihinsel Sağlığı” tema olarak belirleyip, ortak hedef gruplarını hafıza teknikleri ile çalıştırabileceğiniz bir dizi egzersiz planlayabilirsiniz.

Sadece bu konuda derinleşebilirsiniz. Bu bir niş ise, araştırmalarınız sonucu 60 yaş üstü insanların alzeimer, demans vb. tehditlere çözüm üretecek bir proje geliştirmeniz içten bile değildir. (Bunun için koçluk, eğitmenlik, mentörlük çözümlerinizi birleştirebilirsiniz)

“Kişisel Marka olmayı hedefleyen 20-25 yaş arası genç profesyoneller için” böyle bir platform oluşturup, kişisel imaj çalışabileceğiniz bir organizasyon oluşturabilirsiniz. Böylece kişisel marka olmaya destek verecek her şey bu platformun alt başlığı haline gelir.

“Sağlıklı Yaşam İçin Alışkanlık Yönetimi” bu odak gruplardan biri olabilir. Bu üyelik platformu üyeleri sağlıklı yaşam alışkanlıklarına koçluk alacağı gibi, soru-cevap içeriği ile farkındalıklarını pekiştireceklerdir. (koçluk-mentörlük deneyimi)

Bir niş alanda doğru fiyatlandırma uygulayıp, doğru yerlerden trafik alacak stratejilerle koçluğunuzu güçlü bir şekilde satarsınız.

Burada anlattığımız temel adımlar, verdiğimiz örnekler, sizin sisteminizi tetikleyip ilham vermek, kendinize en uygun çözümleri bulabilmeniz içindir.

Tüm müşteri anketlerinde koçluğunuzdan memnuniyet ve tatmin seviyesi oranının yüksek çıkmasını istiyorsanız; odak hedef gruplarınızın problemlerinin ne olduğunu net olarak gözlemlemeli, çözüm için ortak platformlarda buluşmalar sağlamalısınız.

Koçluk İşinde Sürdürebilirlik ve Doğru Modele Karar Vermek

Bire bir koçluk, koçluk işini tecrübe etmek için ideal bir öğrenme ortamıdır. Hatta diyebiliriz ki, bir insanla ve onun getirdiği problemle baş başa kalmak, koçluk sınırları içinde çözüm buldurmak, dünyanın en şahane deneyimlerinden biridir. (Bu bizim için gerçek bir tutku)

Bire bir koçlukta karşılaşabileceğiniz olası zorlukların başında, sınırlı zaman içinde mümkün olan en iyi sonucu almaktır. Bu gerçek bir tecrübe gerektirir ki, her alanda olduğu gibi bol bol pratik yaparak bu yetkinliği sağlayabilirsiniz.

Koçluk işinin global seyrine baktığımızda; bire bir koçluk yüksek bir gelir elde etme modeli haline geliyor. Elbette bunu profesyonel iş olarak odaklanan, nişini belirleyen, organizasyonunu kuranlar tarafından.

Bire bir koçluk belirli bir odak çerçevesinde yapılır. Günde ortalama 4-6 görüşme, en fazla 8 görüşme yapma planı içinde bir tempo içinde gider.

Bu deneyim, insanları daha iyi anlamanızı, beklenti ve ihtiyaçlarının neler olduğunu, birlikte problemlere ne gibi çözümler bulabildiğinizi deneyimlemenizi sağlar.

Buradaki birikiminiz, grup koçluğunuzun da zeminini oluşturur.

Tecrübelerimize göre, bire bir koçlukta belirli bir performansı geride bırakanların, yine aynı niş alanda grup koçluğu modelini uygulamaları, işlerini kolayca geliştirmeleri ve büyütmelerini sağlıyor.

Bire bir koçluk durumunda, aynı anda yalnızca 1 müşteriye hitap ederken, grup koçluğu durumunda, aynı zaman ve maliyetle daha fazla müşteriye hitap edebilirsiniz.

Örneğin, bire bir koçluk durumunda her biri 60 dakikalık 12 paketlik çalışma yapıyorsanız; bu bir müşteriye 12 saat veriyor olduğunuz anlamına gelir.

Bununla birlikte niş alanınızda 15 kişilik bir grupla 12 saatlik grup çalışması yaptığınızı düşünelim. Aynı süreyi kullanarak 15 ya da daha fazla insana ulaşmak; enerjinizi, performansınızı işinizi geliştirmek için kullanmak, sizce de anlamlı geliyor mu?

Hem zamandan, hem enerjiden bir kazanç sağlıyor mu? Bu organizasyonunuz için alacağınız parasal kazanç da aynı oranda sizi mutlu edebilir.

Yukarıdaki örnekle, grup koçluğunun müşteri sayısı açısından daha fazla zaman ve maliyet açısından daha verimli olduğu açıktır.

Daha önce de belirtildiği gibi, üyelik sitelerinin gücünden yararlanarak bunu daha da ileriye taşıyabilirsiniz. Bu şekilde, müşteri başına daha da az zaman harcarken müşterilerinize daha fazla değer sunabilirsiniz.

Koçluk alanındaki profesyonellerin, bu alana ilk adım attıklarından itibaren koçluk tutumları nasıldır?

Hangi evrelerden geçerler?

Nelere dikkat ederler?

Hangi süreçleri yaşarlar?

Bu alanda işini devam ettirebilme başarısını gösteren çok sayıda profesyonel koç şunları yaparak başardı:

  1. Eğitim alırken, “Koç-müşteri” rolü ile çok sayıda koçluk görüşmesine gönüllü olarak katıldılar. Kendileri üzerinde çalışırlar. Değişimin kendilerinden başlayarak gerçekleşeceğine inandılar. Kendilerine koçluk yapmak için her fırsatı değerlendirirler.
  2. Eğitim aldığı gruplarla koçluk pratikleri için sık sık buluştular, birbirlerine hem koçluk yaptılar, hem geri bildirim aldılar.
  3. Kendilerine haftalık, aylık hedefler koydular ve bol bol bire bir koçluk yaptılar Bazı görüşmelerini müşterilerinden izin isteyerek kayda aldılar. Bu kayıtlarını dinlediler, hatalarını tespit etiler. Yaptıkları hatayı dönüştürmeye, her seferinde daha iyi versiyona ulaşmayı hedeflediler.
  4. Yakın çevresinden başlayarak bir müşteri listesi yaptılar. Bunları kategoriye ayırdılar: Çekirdek ailem, akrabalarım, arkadaşlarım, sosyal çevrem, sosyal medyadaki arkadaşlarım, iş arkadaşlarım…
  5. Yakın çevresinden başlayarak, insanlarla etkileşim içinde oldular. Onları bilgilendirdiler (Çünkü bazılarının kafasında koçluk algısı ön yargılı bir şekilde vardı. Doğru algı oluşturmak için koçluk mesleğini, erik ve standartları ile anlattılar) Ne yaptıklarını, nasıl yardım ettiklerini, koçluk ile nasıl çözümler sunduklarını fırsat olarak sundular.
  6. Kendi yaşamlarının her noktasına, her rolüne olabildiğince koçluk tavrını aldılar: Nötr pozisyonda olmak, etkin dinleme, güçlü soru sorma becerisi, güçlü soru sorma becerisi, toksik dilden arınma, olumsuz ifadeler yerine olumlu ifadeleri kullanmak, çözüm odaklı yaklaşım, “her fikir değerlidir” yaklaşımı ile hayatlarında güçlü bir dönüşüm yarattılar. Sadece yaptılar. Olmak ve yapmak bağlantısının gücünü kullandılar.
  7. Koçların bulunduğu gruplarda sosyal sorumluluk projelerine katıldılar. Bir arada olmanın, takım olmanın, değer katmanın, değer yaratmanın tadına vardılar. Toplumsal katkı için, gençler için, iş hayatına değer katmak için pek çok projede görev aldılar.
  8. Koçluk işini profesyonel olarak yapabilmek için girişimcilik konusunu odaklarına aldılar. Bu konudaki kitaplar, podcastlar, makaleler, atölyeler, eğitimler vb materyallerle girişimcilik konusunda derinleşerek kendilerine destek oldular. (bu yazı dizisi de, bu alanda derinleşmeye destek vermek, koçluk mesleğine değer katmak içindir)
  9. İşlerini Niş olarak yapmak konusunda kafa yordular, girişimcilik çalıştılar, araştırma yaptılar.
  10. Koçluk girişimleri için birkaç müşteri edindiler ve niş hedef grubu olarak düşündükleri gruplara koçluk sundular. Odak gruplarla çalıştılar, araştırma, gözlem, geri bilirim mekanizmasını devreye soktular. Nişlerinin doğru hedef grubu olması için o hedef grubu ile derinleşecek araştırma yaptılar. Bunları somut, ölçülebilir verilere dönüştürdüler.
  11. Müşterileri ile bağ kurdular. Onlara artı değer sağlayacak hizmetler sundular. (Sosyal hesaplarındaki yazı paylaşımı, blog paylaşımı, yeni atölyelerine davet etmek vb)
  12. Sosyal medyada aktif oldular. Ne yaptıklarını, bunu nasıl yaptıklarını kısa kısa, kendi otantikliğini yansıtarak, kendilerine özgü şekilde yansıttılar. Mesajlarını, kendi alanları içinde kalarak verdiler.
  13. Müşterilerini gruplara ayırarak grup koçluğu modelini uyguladılar: Aynı çizgide olan müşterileri (ortak tema, ortak hedef, ortak değerler, ortak problemler, ortak ihtiyaçlar) bir araya getirerek grup koçluğu yaptılar.
koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

7.ADIM:

Müşteri Trafiği Oluşturmanın 14 Farklı Yolu

1.Niş Alan Gruplarına Dahil Olmak:

Uzmanlık alanınızı belirleyin ve uzmanlık alanınıza yönelik ilgili toplulukları araştırın.

Şirketlerle çalışacaksanız; hangi türde şirketler? Küçük ve orta ölçekli işletmeler diye bir tanımlama yaptıysanız, bu şirketlere ve yetkililerine ulaşabileceğiniz adresler neler?

Hangi dergiler, hangi platformlar, hangi gruplarda iletişim kurabileceğinizi belirleyebilirsiniz.

 

2.Blog Oluşturmak:

Kendi uzmanlık alanınıza yönelik yazılar yazmak ve bunların ‘blog’larda yayınlanmasını sağlamak.

Elbette siz de hazır blog sayfalarını oluşturabilir, kendi bloğunuzda düzenli olarak (belirli aralıklarla, sürdürülebilir şekilde) yazınızı yayınlamanız, hem değer yaratmanızı, üretmenizi, gündemi takip etmenizi sağlar, hem de ilgili çevreye daha kolay ulaşmanızı, takipçi kitle kazanmanızı destekler.

 

3.PR- Ulusal ve Yerel Kanallarda Gündem Oluşturmak:

Bulunduğunuz şehrin, yörenin gazeteleri, basın organları, radyosu, televizyonunda halkla ilişkiler faaliyetinizi nasıl yapabilirsiniz?

Global ya da ulusal medya kanallarında olduğu kadar yerel kanalların da etki gücü muazzamdır.

Ulusal kanallarda yer almak olağanüstüdür, ancak yerel kanallarda yer almak çok daha kolay olabilir.

Yaşadığınız şehrin yerel medyasında yer almak için hiç girişimde bulundunuz mu?

Onlarla nasıl iletişim kurabilirsiniz? Gazete haber değeri taşıyacak neler yapabilirsiniz?

Hangi referansları kullanabilirsiniz? Yerel TV ya da radyoda ses getirecek bir gündem konusu bulmak, bu yolla koçluğunuzu anlatmak şahane olmaz mıydı?

 

4.Çevrim İçi Gruplarda Ne Yaptığınızı Anlatmak:

Çevrim içi gruplarda; instagram, facebook, linkedin, youtube vb. platformlarda kendiniz ve mesleğinize ilişkin neler anlatabilirsiniz?

Tam olarak ne yapıyorsunuz? Kimlerin problemlerine çözüm oluşturuyorsunuz?

Bunu nasıl yapıyorsunuz? Hangi ihtiyaç ve beklentileri karşılıyorsunuz?

Bunu hangi değerlerle yapıyorsunuz? Sizin güçlü taraflarınız ne?

Hangi hedef kitleye, nasıl bir mesaj verirseniz, onların ihtiyaçlarını karşılayacak bir çözüm sunarsınız?

Peki bunu birkaç cümleyle aydınlatıcı bilgiler vererek yapabilir misiniz?

Belki sizin için basit bir bilgi, fakat hedef kitleniz için çok değerli ve paha biçilemez bir bilgi olabilir.

 

5.Çevrim İçi Gruplarda Reklamlar:

Sosyal medya hepimizin ortak alanı.

Bu sayede birbirimizle kolayca etkileşime giriyoruz, organizasyon konusunda gündem oluşturabiliyoruz.

O halde küçük bir bütçe ile facebook, instagram vb. kanallarda görünürlüğü, tanınırlığı sağlamanız mümkün.

Her organizasyonunuz için maliyet kalemleriniz arasına sosyal medya reklamlarını koyabilirsiniz.

Bunun için ürününüzü, hizmetinizi doğru paketlemeniz, tanımlamanız, anlamlı bir hale getirmeniz, doğru hedef kitleyi tayin etmeniz ve o hedef kitleye ne yaptığınızı anlatmalısınız.

 

6.Ortak Girişimler-Ortak İş birlikleri:

E posta listesi olan kişi ya da kurumlarla ortak bir iş birliği nasıl oluşturabilirsiniz?

Bulunduğunuz yerde referanslarınızın arasında ortak iş birliği yapacağınız kimler (hangi kilit insanlar, hangi kurumlar) mevcut?

Onlarla kilit ortaklıklar (çözüm ortaklığı) nasıl kurabilirsiniz?

Örneğin bir eğitim koçuysanız, okul aile birlikleri ile bu iş birliğini sağlayabilirsiniz.

Kurum içi koçluk yapmayı hedefliyorsanız; işletmeleri bir araya getiren adreslerle iletişim kurabilirsiniz.

Belediyeler, sivil toplum örgütleri, odalar vb. iş birliği zeminleri doğru iletişim ve kontak kurmakla ilgilidir.

Koçlar bunu rahatlıkla yapacak iletişim araçlarına sahiptir.

 

7.Farklı Konuşma Platformları:

Mesleğinizi anlatacağınız, profesyonel tavrınızı yansıtacağınız platformlar neler olabilir?

Birbirinden farklı kurumların, vakıfların, derneklerin, odaların, üniversitelerin, okulların o kadar çok konuşma platformları var ki…

Orda, ilgili, meraklı, farkındalık sahibi o kadar çok insanla bir arada olma şansı var ki…

Nerede olursanız olun, mutlaka size yeni insanlar kazandıracak, network ağınıza katkı sağlayacaktır.

Fakat seçici olmak için hangi kitleye ne anlatacağınıza önceden karar vermiş olmanız gerekir.

 

8.Podcast:

Podcast son dönemin yükselen içerik kanallarından biri.

Önemli bir kitle, kitapları okumak yerine dinleme eğiliminde.

Çünkü her yerde dinleme eylemini yapabiliyoruz.

İşte siz de niş alanınız, uzmanlık alanınız doğrultusunda Podcast içerikleri hazırlayabilir ve ilgili kitleye ses verebilirsiniz :)

 

9.Youtube’da Kanal Oluşturmak:

Youtube son yılların yükselen içerik platformu.

Çünkü görsel içerik, video içerikleri üretenler için herkese açık bir platform.

İçeriğinizi, konseptinizi belirlemek için kafa yormanız, benzersiz, size özel, özgün bir içerik için gerekli olan tek şey, siz ve sizin birikiminiz.

Kesin olarak belirlediğiniz “Niş alanınız” neyse, bu konuda kafa yorun, gözlemlerinizi yapın, araştırmalarınızı not alın, deneyimlerinizi de adapte ederek, Youtube içeriğinizi oluşturmaya başlayın.

 

10.Eğiitm Platformları Aracılığı ile Mesleğinizi Yapmak:

Giderek artan eğitim platformları ile iş birliği yapmak, özellikle niş alanı belirlenmiş koçlukların kolayca yol almalarını sağlar.

Bir eğitim platformunda belirlediğiniz iyi bir konseptin şansı her zaman yüksektir.

 

11.Viral Pazarlama:

Viral olacak (herkese bir anda ulaşmak) içerik oluşturmak için zamanınızın bir kısmını ayırmaya ve bu konuda yaratıcılığınızı kullanmaya ne dersiniz?

Herkese bir anda ulaşmak şans işi değildir.

Siz uzmanlık alanınız için o kadar çok üretimde bulunursunuz ki; artık o konuda basit, kolay anlaşılan, herkesin anlayabileceği, konuşabileceği bir dil kullanmaya başlarsınız.

Çünkü bir konuda uzman olmak, zor anlaşılacak bir konuyu kolay (ve herkesin anlayabileceği şekilde) anlatmaktır.

Viral olmak için basit, kolay, pratik düşünmek ön koşullardan biri olabilir.

Diğer bir ön koşulsa, gündemi takip etmektir. Gündemle ilgili-koçluk bakış açısını bir araya getirerek ne söyler, ne tasarımlarsanız değerli bir içerik ortaya çıkarabilirsiniz?

 

12.Ticari Organizasyonlar, Fuarlar:

Artık günümüzde her sektörün, spesifik hedef kitlelerin, potansiyel müşterilerin bir arada oldukları, yüz yüze kart alışverişinde bulundukları, ürünleri, hizmetleri, yenilikleri paylaştıkları ortak alanlar bulunuyor.

Hangi alanda çalışıyorsanız o alanda yapılan fuar, kongreler, çeşitli organizasyonları takip altına alarak işe başlayabilirsiniz.

Çünkü hedef kitlenizin bir arada ortak bir pazarda bulunması sizin organizasyonunuza da yön verecektir.

 

13.Çevrim dışı Reklamlar:

Gazete, dergi, billboard, TV, radyo, el broşürü vb. internet harici platformlarda reklam yoluyla kendinizi tanıtmak mümkündür.

Bu reklam içerikli olabileceği gibi, haber değeri taşıyan editoryal bir çalışma da olabilir.

 

14.Pazarlama Mühendisliği:

Hedef kitlenizin yararlı bulduğu araçlarla içerik oluşturabilir, onların mesleklerini doğru araçlarla yapabilmelerini sağlayabilirsiniz.

Hedef kitlenize doğru araçlar üretebilmeniz için o alanın ihtiyaçlarını incelemeniz, Pazar araştırması yapmanız, çok sayıda insanla iletişim kurmanız kaçınılmazdır.

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

8.ADIM:

Sitenizde Müşteri Trafiği Oluşturmak ve Yeni Müşteri Kazanmak

Koçluk ile içerik üretmek, yan yana yürüyen iki yakın arkadaştır.

Bu, bir koç olarak sizin, üretici, değer yaratan, katkı sağlayan insan olmanızı destekler.

Koçluk işini yapmaktaysanız; bu içeriklerin doğru hedef kitlesine ulaşması, daha fazla potansiyel müşterinin sizinle ilgilenmesi anlamına gelir.

Çünkü, içerik üretmek ve bu içerikle ilgilenen bir kitle bulmak, spesifik müşteri grubuna ulaşmanız anlamına gelir.

Bu içerik, sürekli olarak sizi takip eden potansiyel müşteri trafiği oluşturur. Bu trafik, daha fazla potansiyel müşteri çeker; koçluk işinizi büyütürsünüz.

Peki bunu nasıl yapabilirsiniz?…

Buradaki yardımcı aracımıza; “Funnel sistem- dönüşüm hunisi-satış hunisi” diyebiliriz.

Bu konuda doğru bir strateji uygulamak, sürdürülebilir şekilde yapmaya devam etmek güçlü bir koçluk organizasyonu oluşturmanızı sağlar.

 

Huni Nedir?

Dönüşüm hunisi, temel olarak insanları sizi tanımaya, içeriklerinizi takip etmeye hazır bir grup insan oluşturur.

Bu potansiyel müşteri kitlesi, verdiğiniz hizmetten duyduğu memnuniyetle, programlarınızı satın alabilme potansiyelinde olan bir müşteri kitlesidir.

İyi bir “Dönüşüm hunisi” ile potansiyel müşteri elde ederken, önce ihtiyaç oluşturursunuz. Bu ihtiyaca verdiğiniz cevapla, güven kazanırsınız.

Potansiyel müşterinizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamayı sürdürülebilir şekilde devam ettiğinizde, itibar oluşturursunuz. Ki, bu üç unsur, bir markanın yükselişinde başarı simgesidir:

İhtiyacı karşılamak, güven oluşturmak, itibar kazanmak.

Fakat funnel sistemdönüşüm hunisi ya da satış hunisini anlatmadan önce, müşteri açısından önemli kavramlara kısaca değinelim.

Bu önemli kavramlara başarıyla cevap veriyorsanız, siz müşteri çekmek, trafik oluşturmak konusunda da başarılı sonuçlar alırsınız.

Bu kavramlar; ihtiyaca cevap vermek, güven oluşturmak ve itibar kazanmaktır.

 

İhtiyacı Doğru Tespit Etmek

İhtiyaç, potansiyel müşterinin dünyasında çözülmeye değer nitelikte olan problemi görmektir.

Bir ihtiyaca cevap vermek için, önce problemin farkında olmak gerekir.

Bu nötr bakış açısına geçerek olur.

Nötr bakış açısı ne demektir? Olanı olduğu gibi görebilmek.

Ön yargısız, yansız, tarafsız bakabilmek. Objektif olabilme yeteneğini devreye sokabilmek.

Objektif olmak; dış etkileri ve iç etkileri (öznel bakış açısını) olay ve durumlardan ayırt edebilme, soyutlayabilme yeteneğidir.

İhtiyacı tespit etmek için, nötr bir gözlem şarttır. Olanı olmakta olduğu gibi, anlam yüklemeden, objektif şekilde fotoğrafını çektiğinizde, ihtiyaç kendini gösterir.

Çünkü her sistem (insan/ ya da kurum) olmayı hayal ettiği yeri (vizyon) tanımladığında, olmak istediği yere gitmek için bir arayışa girer. Olmak istediğimiz yer ile, bulunduğumuz yer arasındaki mesafe, bir kritik gedik oluşturur. Bu kritik gedik, ihtiyaçların da sinyalidir.

İster kişisel, ister kurumsal bir müşteri olsun; bizimle çalışan müşteriler olmak istediği yer ile bulunduğu yer arasında rahatsızlık duyar.

Bu rahatsızlık duygusu onları harekete geçirir ve motive eder.

Aksi takdirde, ihtiyaçlarının farkında olmazlar ve bize ihtiyaç duymazlar.

Onların, kritik bir sorunlarını fark ediyor olmaları, bizimle temas kurmalarını sağlar.

Zira, belki de kendi başlarına çözmeyi denemiş, bazı girişimlerde bulunmuş, baş edemedikleri problemi kökünden halletmek için yardım almaya ihtiyaç duymuşlardır.

 

Güven Oluşturmak:

Güven Nasıl Oluşur?

Size güven duyan bir müşteri; sunduğunuz programları dikkate alır.

Programınız, onun hedef ve kariyer çizgisine uygun, bireysel ya da profesyonel ihtiyaçlarını karşılayacaksa, hiç düşünmeden programınıza kaydolur.

Daha önce gündeminde olmayan bir konu ise, siz sunduğunuz için dikkate değer bir gündem haline gelir.

Koçluk, zor zamanlarda yol arkadaşlığını da içerir.

Kişiler, muhtemelen, sizin yol arkadaşlığınızın katkısı ile zorlu yaşam süreçlerini geride bırakmış, nice badireler atlatmış, iki ayağının üstünde sapasağlam durmayı başarmıştır.

Koçluk yolculuğu sayesinde, hayatı olumlu olarak değişmiştir.

Artık, eskiden sorun olan şeyler, şu anda sorun değildir.

Hayatını “Öncesi-sonrası” olarak nitelemektedir.

Hayatın içindeki pek çok problemin üstesinden gelen bir duruş sergilemeye başlamıştır.

Sizden destekleyici, dönüştürücü, değişim sağlayıcı bir hizmet almıştır. İşte bu yüzden siz, onun için doğru referans olursunuz.

İnanç ve güven inşa ettiyseniz; artık sıradan bir satış işinden, müşteri ilişkisinden söz edemeyiz.

Elbette, bu, fayda değeri ağır basan bir servistir.

 

Müşterinin ihtiyacına cevap vermek ve bunu fayda odaklı, değer odaklı şekilde devam etmek, güven temelini oluşturur.

Yetkinlik, Liyakat, İtibar

İtibar Nasıl Oluşur?

Yapmakta olduğunuz işi yetkinlikle yaptığınızda müşteriniz size saygı duyar.

Yetkinlik; eğitim, bilgi, beceri, yetenek ve deneyiminizin bir araya gelmesi ile sizdeki olgunluk açığa çıkar ve bu hedeflenen sonuçları yaratır.

Bu, aynı zamanda liyakat ile de paralel bir kavramdır.

Yetkinlik ile liyakati ortak noktada buluşturan; yaptığı işin sorumluluğuna vakıf olan, bu inisiyatifi alan, çözüm geliştiren olgun insan kavramıdır.

Siz, bir Koç olarak;

-Fayda odaklı şekilde içerik ürettiğinizde,

-Kendi değerlerinizi evrensel değerlerle hizalandığınızda,

-Yaptığınız işin liyakatini alarak, sorumlulukla değer yarattığınızda,

-Size özgü, niş alanda inovatif çözümler yarattığınızda,

-Bu içerikler, insanların yarasına merhem olduğunda, problemlerine çözüm sağladığında, arayışlarına cevap verdiğinde,

-Mesleğinize değer kattığınızda, katma değer sağladığınızda,

-Yaptığınız işi etik, uluslararası standartlarda, erdemli şekilde, sorumlulukla yaptığınızda,

-Hizmet verdiğiniz kitlenin en iyi şekilde problemlerine çözüm sağladığınızda,

-Daima proaktif bir şekilde öncü olmaya devam ettiğinizde,

-Sürdürülebilir şekilde bunu devam ettirdiğinizde,

-Etki gücünüz, “güvenilir bir marka” olmaktan “itibarlı bir marka” olmaya evrilir.

Sektörünüzde, alanınızda, sizin isminiz zikredildiğinde, “Güven-yetkinlik-itibar” kavramları sizinle birlikte anılmaya başlar.

Bu hem taklit edilebileceğiniz, hem takip edilebileceğiniz anlamına gelir.

Fakat en güzeli de, ilham vermektir. Bu sayede alanınızda pek çok iyi işin ortaya çıkmasında tetikleyici rol oynar, çıtanın yükselmesine hizmet edersiniz.

 

Online Trafik Oluşturmadan Önce :

Hedef Kitleye Uygun Doğru İçerik Oluşturmak

Online Trafik, sizin sunduğunuz hizmetle ilgilenen doğru kişilerin önüne çıkmanız, onlar tarafından görünür olmanız ve onların sizin içeriğinizi görmelerini, ilgilenmelerini, takip etmelerini sağlamak anlamına geliyor.

Bu ne şekilde oluyor?

“Kişisel Marka Tasarımcısı” olarak Koçluk alanında çalıştığınızı varsayalım. Koçluk ile mentörlük çalışmanızı birleştirdiniz.

Ortaya böyle bir niş çıktı. Ve bu konuda spesifik bir hedef grubunuz var: 26-36 yaş arası iş hayatındaki genç profesyoneller.

İçerik oluşturmadan önce, bu yaş grubunun “Kişisel Marka Olmak” konusundaki ihtiyaç ve beklentilerini araştırmış olmanız gerekir.

Onlarla, “Kişisel Marka Olmak ne demek?”, “Niçin kişisel marka olmalısınız?”, “Kişisel marka olmak size ne kazandırır?”, “Nasıl kişisel marka olabilirsiniz?” , “Kişisel marka olmak sizi kim yapar?”, “Kişisel marka olmanın anlamı ne?” sorularını cevapladığınız bir zeminde buluşmanız gerekir.

Bu hedef kitlenizi düzenli olarak yapmakta olduğunuz nişiniz hakkında bilgi vermelisiniz.

Harekete geçirici mesajlarınız neler olabilir?

Bu hedef grubunun sizin sunduğunuz Kişisel Marka olmak hakkındaki bilgileri ilgiyle takip etmesini sağlayacak neler yapabilirsiniz?

Onların ihtiyaçları, kaygıları, merakları, umutlarını bilmeniz gerekir.

Kişisel marka ile öğrenme merakını birleştirdiğinizde bir içerik çıkar.

Kişisel marka ile kariyer konusunu birleştirdiğinizde başka bir içerik çıkar.

Kişisel marka ile spor konusunu birleştirdiğinizde farklı bir içerik elde edersiniz.

Kişisel marka konusu ortada, merkezdedir. Her konu ile kişisel marka konusu birleştirilebilir.

Siz süt konusunu ele alsaydınız; süt ile sağlığı, süt ile tatlıyı, süt ile peyniri anlatacaktınız, öyle değil mi?

Hedef gurubunuzun ruhlarına öyle seslenmelisiniz ki; sizden alacakları bilgi, onlara artı değer katarken, sizdeki özelliği, deneyimi keşfetmelerini sağlamalısınız.

Potansiyel müşterilerinize, soru sorarsanız, ilgi çekersiniz: “Kişisel Marka olabilmek için neleri mutlaka bilmeniz gerekiyor?”

Örneğin bu soru ilgi çekecek bir sorudur.

Bu soruya bir de şu başlığı attığınızı düşünün: “Kişisel Marka olabilmek için bilmeniz gereken 10 Şey”

Hepimizin zihni bunu merak eder.

Çünkü 10 şeyi okuduğunda kendini tamamlanmış hissedecektir.

Kişisel marka konusu ile ilgilenen herkes, 10 şeyin amacına hizmet edeceğini düşünür.

İçerik oluşturmak için merakı, araştırma, incelemeyi, deneyimleri bir araya getirerek sentez bir bilgi yaratırsınız.

Bu gerçekten de gününüzün belirli bir kısmını içerik için zaman ayırıyor olmanızı gerektirir.

Düzenli şekilde içerik üretmek için size etkili bir teknik : Kendiniz için “İçerik tasarımcısı” kimliği oluşturun.

Bilinçli farkındalığınıza, “Ben, bir İçerik tasarımcısıyım” deyin.

“Bu benim işim. Bu benim işimin bir parçası.

Bunun için günde 2 saatimi ayırıp, araştırma yapabilirim, okuyabilirim, yazabilirim.

Fakat bu benim işimi en iyi şekilde sunmamın, doğru hedef kitleye ulaşmamın ve onlarla güçlü bir bağ kurmamın bir yolu.”

Beyninize bu mesajı vermeniz, sürdürülebilir içerik tasarımları oluşturmanızın, bu çalışmaları belli bir ritimle devam etmenizin en etkili yolu diyebiliriz.

Belirli bir üretim yapıyorsanız; o üretime devam etmeniz için bir ritm tutturmanız gerekir.

Tıpkı koşarken bir ritm tutturmak gibi.

Belirli bir ritm ile yol tuttuğunuzda, içeriden sizi şarj eden, tazeleyen bir enerjiye sahip olursunuz. Günde 30 dakika da olsa, buna başlayın.

Her gün 30 dakika içerik için zaman yaratmanız, ritm tutturmanıza, sonra da yavaş yavaş o ritmle hızlanmanıza yardımcı olacaktır.

İçerik hazırlamak konusunda günde 3 şey yapmak üzerine kendinizi programlayabilirsiniz.

1.Sabah kalkınca kendi içerik konumla (örneğin; kişisel marka olmak) konusu ile internet haberlerini tarayacağım.

Gündemde olan bir konu ile kendi konumu (kişisel marka olmak) birleştirecek bir bakış açısı yakalayacağım.

Diyelim ki, gündemde bir futbol takımının başarısı var.

Bu futbol takımından popülaritesi olan bir futbolcu ile kişisel marka konusunu birleştirdiğinizde nasıl bir içerik çıkar?

İlgi çekici bir içerik oluşturmanız mümkün olabilir.

2.Günlük işlerimi yaparken podcast dinleyeceğim.

Bu podcast’ler içinde, “Kişisel marka” olmuş insanların sohbetlerini tercih edeceğim ve onların bazı mesajlarını not alacağım.

3.Kişisel marka konusunda yurt içi ve yurt dışı internet yayınlarını tarayacağım ve bu konuda bilgimi derinleştireceğim.

Bunun gibi, kendinize sorumluluklar vermeniz, ödevlendirmeleriniz, sizin harekete geçmenizi kolaylaştıracak ve yardımcı olacaktır.

Bu içerikler elbette ki hedef grubunuza çok şahane şekilde hizmet edecektir.

En önemlisi; potansiyel müşteriniz harekete geçirici mesajlarınızla canlanacak, sizin desteğinizle kendini güçlü hissedecektir.

Bu, onların görüş alanına girmeniz, onları etkilemeniz anlamına gelir.

Size iletişim bilgilerini verdiklerinde ve siz o iletişim bilgilerindeki mail adreslerine “kendi programlarınızdan haberdar etmeye” başladığınızda, karşılıklı etkileşim ve kazanım gerçekleşir.

O halde;

1.İçerik oluşturun.

2.Takipçilerinize, potansiyel müşteri grubunuza sunun

3.Takipçilerinizle, müşteri grubunuzla etkileşim kurun

4.Onlar tarafından tercih edilen, görünen, takip edilen hele gelin

5.İnstagram, youtube, webinarlar, web sitesi ile destekleyerek trafik oluşturun.

 

Satış

Müşteri adayıyla etkileşim kurarak, koçluk paketiniz veya hizmetiniz için size ödeme yapmalarını sağladığınız dönüşüm hunisini şimdi etkin hale getirmenin zamanı.

Siz müşteri grubunuz ya da müşteri adaylarınızla etkileşim kurmaya devam ettikçe, onlar da sizin ürettiklerinizi yakın takip altına alacaklardır.

Web siteniz, ürün ve hizmetlerinizi somut şekilde anlattığınız, ürünlerinizi satışa sunduğunuz yerdir.

Müşterinizin ihtiyaçlarını karşıladıkça, “alış-veriş” dengesi kendiliğinden oluşmaya başlar.

Onlar sunduklarınızı satın almaya veya sizinle etkileşim kurmaya devam edeceklerdir. Çünkü sistem böyle işler.

Basit bir dönüşüm hunisi böyle çalışır.

Dönüşüm hunileri işletmelere göre farklılık gösterir ve işletmeniz için etkili olan doğru huniyi seçmek önemlidir.

Peki, Koçluk girişiminiz için dönüşüm hunisi nasıl olmalı?

Potansiyel müşterilerinizi hak ettiğiniz ideal ödemeyi yapan müşterilere dönüştürebilen mükemmel bir satış hunisini nasıl oluşturabiliriz?

Müşteri adayları oluşturmak için defalarca kendini kanıtlayan ve işleyen bir sistem oluşturmak için girişimcilik ve koçluk deneyimlerimizi kullandık ve yüksek bir performansla işleyen bir sistem kurduk.

İdeal fiyatlı koçluk hunisi, koçluk işinizi yürütmeniz ve büyütmeniz içindir.

Dönüşüm hunisini anlatmaya güven konusu ile başlamamız tesadüf değildi. İçinde yerleşik bir güven faktörü en önemli şeydir ve müşteri trafiğini sağlamanın da başlangıç noktasıdır.

Bunun dışında, bu trafiği oluşturabilmeniz için büyük maliyetler gerekmez.

Webinar Organizasyonu

Webinar organizasyonunuz, müşteri trafiği oluşturmanız için çok güçlü bir araçtır.

Kendi alanınızda, nişiniz dahilinde seçeceğiniz bir konu üzerinden gerçekleşir. Bunun için yapmanız gereken adımlar şunlar:

1.Webinar konu başlığınızı belirleyin

2.Webinar takviminizi belirleyin

3.Webinara kayıt linkini oluşturun. Bu kayıt alanında, müşteri adaylarınızın ismini, telefonunu, mail adresini alabilmelisiniz

4.Webinar organizasyonunuz için duyuru yapın, takipçilerinizi davet edin:

Mümkünse bunu video çekerek gerçekleştirin.

Kendinizi tanıtın. Samimi ve içten bir mesaj ile webinarınıza kişileri davet edin.

Birisi bir web sitenize gittiğinde hemen kaydolmalı, sizi takvimine koymalı, söz konusu tarih ve saatte webinarınıza katılmalı.

Webinarınıza katılanlar, tam anlamıyla sizin ürün ve hizmetinize değer veren, sizin mesajınızı dikkate alacak, ödeme yapmaya niyetli insanlardan oluşur.

Webinarınızı sonuna kadar izleyen kişilerin ödeme yapan müşterilere dönüşmesi çok olasıdır.

Bu, aramaları doğru türde müşteri adaylarıyla almanızı ve ücretsiz arayanlarla veya yardımcı olamayacağınız müşteri adaylarıyla zamanınızı boşa harcamamanızı sağlar.

 

Müşteri ile İlk Temas

İnsanlar sizden yüksek kaliteli koçluk hizmeti satın almak istediğinde, program organizasyonu için sizi telefonla ararlar ve konuşmak ister.

Bu ilk görüşmede, müşterinizi gerçekten etkin şekilde dinlemelisiniz.

Onların dile getirdiği ihtiyaçları, sorun olarak yaşadığı durumları işitmeli, duymalısınız.

Koçluk dinleme sanatıdır ve bu dinlemeyi yaparken, anahtar kelimeleri duymalısınız.

Potansiyel müşterinizin kullandığı anahtar kelimeleri siz de kullanmalısınız ve bunları geri yansıtmalısınız.

Ki, bu koçluk becerisi, potansiyel müşterinizin dünyasını tam olarak anlamanıza yardımcı olacaktır.

Müşterinizle ilk temasınızda, onu anladığınızı, problemi için çözümler oluşturduğunuzu, bu çözümü sunabilecek yetkinlikte olduğunuzu karşı tarafa mesaj olarak vermelisiniz.

Bu mesaj, müşterinizin ikna olmasını sağlar.

Müşterinizle ikinci görüşmeniz ve bundan sonraki görüşmeleriniz, sizin takibinizle gerçekleşecektir.

Zira müşteriler, acil bir gündem konusu varsa, hemen programı satın alırlar.

Fakat önemli-acil listesinde böyle bir gündem konusu yoksa, sizin programınızı unutabilirler.

Bunun için siz bir takip mekanizması kurmalı ve potansiyel müşterinizi kayda dönüştürecek bir sistemi işletmelisiniz.

Potansiyel müşterinizle ikinci görüşme, koçluk paketinizi potansiyel müşterinize doğru şekilde sunmanız gerekir.

Bu aynı zamanda, anlaşmayı tamamladığınız ve potansiyel müşteriyi ödeme yapan bir müşteriye dönüştürdüğünüz görüşme olacaktır.

 

Vaatlerinizi Gerçekleştirin

Müşteri Memnuniyeti Sağlayın

Satış yaptınız ve müşteriniz sizin koçluk paketinizi satın aldı. Tebrikler.

Şimdi sizin sorumluluğunuz, program paketinizde müşteriye taahhüt ettiğiniz, vaat ettiğiniz ne varsa, gerçekleştirmektir.

 

Onlara söz verdiğiniz şeyi teslim edin.

Problemlerini çözün. İ

htiyaçlarının karşılığını sizden almalarını sağlayın.

Söz verdiğiniz sonuçlara onların ulaşmalarını sağlayın.

Bu, güven ve güçlü bir bağ sağlamanız için mutlaka gerçekleştirilmelidir.

Müşterileriniz sizinle çalışmaktan memnun olmalı ve mümkünse bunu dile getirmeli.

İşte bu memnuniyet hali, onların kulaktan kulağa sizi tavsiye etmelerini, referans vermelerini sağlayacaktır.

Hatta, bunu onlardan istemeniz de mümkün olabilir.

Onların programdan aldıkları fayda, elde ettikleri değer, birkaç cümle ile yazılı bir metne ya da bir video kaydına dönüşmesi, yeni müşterilerin de bunu dikkate almalarına, size güven duymalarına hizmet edecektir.

Bazı müşteriler, sizden sağladıkları faydayı kendi networklari ile memnuniyetle paylaşabilirler.

Onların çevresini harekete geçirme motivasyonları yüksektir.

 

Memnun bir müşteri, yönlendirme yapmak konusunda cömert davranır.

Bu yönlendirmeler, yeni müşteriler edinmenin en etkili yollarından biridir.

Onlarla sürekli olarak etkileşim kurabileceğiniz bir modeliniz varsa, bu model gerçekten de harika bir şekilde işleyebilir.

Var olan müşteri ile işbirliği içinde olmak, yeni müşteri kazanmanıza da yardımcı olacaktır.

Size bağlı kalan müşteriler de daha yüksek bir harcama eğilimine sahiptir.

Araştırmalara göre, müşteriyi elde tutma oranını sadece %5 artırmak, karı %25-95 oranında artırıyor.

Muhteşem sonuçlar değil mi?

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

9.ADIM:

Etkili Bir Web Sitesi Oluşturmak

Kartvizit bırakmak hala bir alışkanlık olabilir. Dijital çağda en etkili kartvizit, web sitenizdir.

Online/ Çevrimiçi işleyen bir işletmeye sahipseniz, profesyonel olarak algılanmayı hedefliyorsanız, mutlaka bir web sitesi oluşturmanız gerekir.

Bununla birlikte bireysel olarak çalışıyor, bir kurumun çatısı altında olmayıp, sadece kendi performansınızla yeni müşterileri hedefliyorsanız, sizi parlatacak bir web sitesine ihtiyacınız var demektir.

Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, artık işlerin neredeyse önemli bir kısmı internet üzerinden yürüyor.

Ve siz işinizi geliştirmek için, internette açılmış bir dükkana sahip olmalısınız. İşte bu dükkanınız, web sitenizdir.

Koçluk işletmenize can suyu olacak ve size yüksek oranda kazanç sağlayacak web sitesi için gerekli tüm kritik adımları, bu en iyi şekilde nasıl yapabileceğinizi, web sitesinde nelere dikkat etmeni gerektiğini, kısaca koçluk işinde web sitesine dair her şeyi bu yazıda bulabilirsiniz.

 

Bir Web Sitesinin Önemi

Sizce dünya yüzündeki insanların bir şey şeyleri satın almadan önce internette araştırma yapma oranı nedir?

Araştırmalara göre bu oran %80.

Bu demek oluyor. Ki, her 10 kişiden 8’i, önce internete danışıyor, sonra harekete geçip satın alıyor.

Bunu nasıl yapıyorlar? Muhtemelen arama motoru vasıtasıyla.

Google’a satın almak istediği şeyin adını yazıyor ve armaya başlıyor.

Bir koçluk hizmeti almak için pek çok koçluk işletmesinin web sitesini ziyaret ediyor ve onları yakından inceleyebiliyorlar.

Bir web sitesine sahip olmak işinizi görünür hale getirir.

Profesyonel varlığınızı tesciller.

Web sitesi, şirketinizin çevrimiçi varlığının merkezi haline gelir.

Şu anda bir web siteniz var ve bu size aktif bir müşteri trafiği sağlamıyorsa, bu konuda bir yatırıma ihtiyacınız var demektir.

Çünkü web sitesi, aynı zamanda, iş potansiyellerini, iş fırsatlarını kendine çekmek demektir.

Peki, sahip olduğunuz web sitesi size bu avantajları sağlıyor mu?

 

Etkili Bir Web Sitesi

Nasıl ki etkili bir koç olmak mükemmel bir koç anlamına gelmiyorsa, web sitesi için de aynı mantık işliyor.

Biz olabildiğinin en iyisine odaklıyız. Bu, etkili, güçlü, güven oluşturan anlamına geliyor bizim için.

İçinde çok fazla bilgi, fazla yazı, fazla içerik olan bir web sitesi çok iyi web sitesi anlamına gelmiyor.

(Belirli bir formatta, konsepte tasarlanmış zengin içerikleri bunun dışında tutuyoruz)

Karmaşık ve komplike bir web sitesi yerine, etkili bir web sitesi yapmak bu yüzden daha önemli.

Web sitesi oluşturma konusunda deneyimli değilseniz, size yardımcı olabilecek bir uzman ile çalışabilirsiniz.

Koçluk işi, diğer işletmelerden farklı bir organizasyondur.

Bu nedenle diğer işletmelerin güzel görünümlü sitelerinden etkilenerek oluşturulmuş bir web sitesi amaca yönelik olmayacaktır.

Koçluk işletmesine özgü bir model, işinize değer katacak bir yapıyı içinde barındırır.

O halde burada nelere bakmalı? Bir web sitesinin kritik unsurları nedir?

Gelin birlikte inceleyelim…

Web Sitenizin Kritik Unsurları

1.İşinizi kısa, öz, net şekilde anlatın

İyi bir web sitesi, yapmakta olduğunuz işinizi müşterilerinize açık bir şekilde yansıtmalı ve işletmenizin onlara nasıl fayda sağlayabileceğini net şekilde göstermeli, anlatmalıdır.

Web sayfanızda okunması zor, uzun yazıların olmaması gerekiyor.

Tahmin ettiğiniz üzere, uzun uzun metin okumak her müşterinin yaptığı bir davranış değil.

Müşterinin web sayfanıza girdiğindeki hedefi, az zamanda, mümkün olduğu kadar az çabayla sizi tanımak, hakkınızda kanaat getirmektir.

(Ancak ayrıntılara önem veren, mesleki gelişime odaklı, bunun için artı zaman ayırabilen insanlar sizin web sitenizde kalabilecektir.)

Kelimeleri tasarruflu kullanmak, müşterinizin zamanını tasarruflu kullanmasına hizmet edecek, onun ilgisini çekecektir.

Bu nedenle, kısa, basit, sade, öz bilgiler, anahtar kelimelerle mesajınızı etkili şekilde verdiğinizden emin olmalısınız.

 

2.Müşterilerinizin 6 saniye içinde dikkatini çekin

İş hayatında temposu hızlı, trafiği bol, stresi çok bir dönemde yaşıyoruz. Sizin web sayfanız temelde bir iş planını yansıtıyor.

Muhtemelen sizinle ilgilenen müşteri adayları, sabır konusunda zorlanıyorlar.

Önünde “Yapılacaklar listesi” kabarık.

O halde ne bekleyebilirler?

Hızla sizin programlarınızı, teklifinizi, vaadlerinizi görmek ve siteden çıkmak.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, web sitesini inceleyen, satın alma davranışı içindeki müşteri, 6-10 saniye içinde sizinle ilgilenip ilgilenmeyeceğine karar veriyor.

Web sitenizi ziyaret edecek müşteri adayları, ziyaretçiler baz alındığında; ortalama 6 ile 10 saniye içinde sizi doğru algılamalarını nasıl sağlarsınız?

Bu demek oluyor ki, süreniz sınırlı.

Web sitenizdeki unsurların, en fazla 10 saniye içinde onları müşteri çekecek, ilgilerini cezbedecek, sizi tercih etmelerini sağlayacak, hatta onları ikna edecek içerik ve tasarımının olması gerekiyor.

 

3.Eyleme geçiren ifadeler kullanın

Web sitelerini ziyaret eden kişilere mesajınızın eylem ifadeleri ile net ve dikkat çekici şekilde verilmesi, onları harekete geçirecektir.

Örneğin;

“-Aşağıdaki formumuzu doldurun, ücretsiz webinarımıza kaydolun”

“-Webinarımıza kayıt yaptırdınız, tebrikler, şimdi hemen webinar tarihi ve saatini ajandanıza kaydedin.

Çünkü iş gelişiminiz için çok önemli bilgiler alacaksınız”

 

4.Müşterinizin “Bu programı yapan kim ya da kimler?” sorusuna cevap verin

Sizin programınızla ilgili olan kişiler, özellikle koçluk gibi kişisel performans gerektiren, tecrübe gerektiren bir iş için, “Kimden/ kimlerden bu hizmeti alacağım?” diye soracaklardır.

Bu kişilerin tecrübesini, sahip olduğu unvanı, ne kadar süredir bu işi yapmakta olduğunu merak edeceklerdir.

Her bir ifade eylem içeriyor ve kişiye ne yapması gerektiğini hatırlatıyor.

Bir işletmeyle bağlantı kurduklarında, kurucusunu, işletmenin değerlerini, vizyonunu, kimlere hizmet verdiğini bilmek isteyeceklerdir.

Aynı zamanda kayda değer bir hikayeniz mevcutsa, hikayenizi de kısaca yazıyor olmanız, sizi merak edenlerle bir bağ kurmalarını sağlamalarına yardımcı olabilir.

Bununla birlikte, web sitesinde yer alan fotoğrafların stok fotoğraflardan değil, sizin kendi fotoğraflarınızdan seçilmiş olması, bunun web sitesinin kalitesine eş değer kalitede olması, gerçekçi, sıcak, samimi olarak algılanmasını sağlar.

 

5.Teklif ve vaadinizi net şekilde sunun

Teklif bölümü, sizin ne sunmanız gerektiğini net, ölçülebilir ve somut, açık şekilde açık bir şekilde olmalı.

Teklifleriniz, doğrudan müşterilerinize, onun sorununu çözme vaadini içermeli.

Bu gerçekten de sizin alanınızı içermeli, nişinizi içine almalı.

Web sitenize gelen ve kısa zamanda gidebilme potansiyeline sahip olan kişiyle, basit, açık, öz bir şekilde etkileşim kurmayı amaçlamalı.

Bundan dolayı da onun, sizin programınızı satın alarak ne kazanacağını doğru şekilde anlamasına hizmet etmeli.

 

6.Programınızı satın almış kişilerin referanslarını sunun

Programınızla ilgilenen, ancak henüz sizi tanımayan kişiler web sitenizde sizin programınızı inceledi, vaadlerinizi okudu.

Şimdi en önemli noktaya sıra geldi:

“Bu programı kimler satın aldı? Kimler faydalandı, onlar programınızı nasıl buldu?

Nasıl bir referans veriyorlar?”

Müşterileriniz sizin tanıklarınızdır.

Yazdıkları müşteri deneyimi/ ‘müşteri referansı’dır. Bu aynı zamanda başarınızın kanıtıdır.

Deneyimlerimiz bize şunu gösterdi: Kaliteli referanslarınız, kaliteli müşteri gruplarına ulaşmanızı sağlayacaktır.

Peki referanslar nasıl olmalı?

Referanslarda “Öncesi-sonrası” dediğimiz bir hikaye çok dikkat çekici olur.

Yani, müşteriniz;

-Programa katılmadan önce ne gibi sorunlar yaşıyordu?

-Programa katıldıktan sonra neler değişti?

Hangi sorunlarına çözüm buldu?

Sorunları onun için ne yönde değişti, dönüştü?

-Siz müşterinize nasıl katkı sağladınız? Onu nasıl desteklediniz?

Bunlar çoğu insanın ilgisini çekecek başarı hikayeleridir.

Bu hikayeleri, referansları okurken kişiler kendisiyle özdeşleştirirler.

Muhtemelen onların yaşamış olduğu duyguya temas eden ifadeler olacaktır.

İyi referanslar, sorunu ve çözümü çok net ifade eder.

İçinde harikulade, samimi, sıcak duygular vardır.

Kişinin hedefine ulaşmalarına nasıl yardımcı olduğunuzu çok net bir şekilde aktarır.

Yazılı referanslar elbette somut bir çıktıdır.

Bununla birlikte görsel bir dünyada yaşadığımız için video referansları alabilmek, çok daha güzel olacaktır.

 

7.KVKK “Kişisel Verileri Koruma Kanunu” uyarınca müşterinizden yazılı belge alın

Bir diğer önemli konu; müşterinizin web sitenize girdiğinde; ondan form doldurmasını isteyeceksiniz.

Adı-soyadı-mail adresi-telefonu almış olacaksınız.

Bu durumda, kişisel veriler konusunda hukuka uygun hareket etmeniz kaçınılmazdır.

Çünkü, yürürlükte olan kanun uyarınca, müşterilerinizin verilerini, ondan izin alarak, ona yasal bir çerçeve, sözleşme sunarak alabilirsiniz.

Bu durumda sizin hukuki anlamda yasal bir zeminde yazılmış sözleşmeye ihtiyacınız olacaktır.

Bu durumda; bir hukuk danışmanından yardım alarak, yaptığınız işi anlatan, müşterinizle olan ilişkinizi düzenleyen yasal bir sözleşmeyi, müşterilerinizin görüp imzalayacakları şekilde web sitenize dahil etmelisiniz.

Bunu yasal bir zeminde ve hukuka uygun olarak yapmamak, ağır yaptırımlara, para cezalarına neden olabilir.

Yasal olarak, aşağıdakiler önemlidir:

  1. Gizlilik Politikası
  2. Çerez politikası
  3. Çerez Onayı
  4. Şartlar ve koşullar
  5. Geri ödeme politikası
  6. Telif Hakkı Bildirimi

Sözleşmeniz bütün bu önemli noktaları kapsamalıdır.

Farklı sektörler, işletmeler ve işler için yasal içerikler değişebilir.

Bun nedenle bir hukuk danışmanı ile hazırlamanız önemlidir.

 

8. Teknik olarak hızlı açılan bir web sitesi oluşturun

Web sitenizin teknik hızı ne sizi, ne de müşterinizi yormamalı.

Araştırmalar şunu söylüyor: İnternet kullanıcıların %40’ı yüklenmesi 3 saniyeden uzun süren bir web sitesini terk ediyor.

3 saniyede açılmayan bir web siteniz varsa, web sitenizin yüklenmesi için geçen her saniye için kullanıcıların %7’sini kaybedersiniz.

 

HTTPS

HTTP’ler, web sitesi adresinizin solunda gördüğünüz küçük kilit işaretidir.

Bu temel olarak, bilgisayar korsanlarının veya herhangi bir üçüncü tarafın kullanıcılarınızın web sitenizle etkileşimini gözetlememesini sağlayan teknolojidir.

Günümüz çağında, bu kurulumun doğru bir şekilde yapılması bir zorunluluk haline gelmiştir.

Google’da görünüp keşfedilmek hem kullanıcılar için hem de sizin için daha iyidir.

Aksine, doğru bir şekilde kurmazsanız veya kurdurmazsanız, ziyaretçiler web sitenizden hemen ayrılmak istemelerine neden olacak çok korkutucu bir uyarı görürler.

 

Mobil Optimize Edilmiş

Mobil cihazlar için optimize edilmiş bir web sitesine sahip olmak, temel olarak, web sitenizin insanlar bir cep telefonundan ziyaret ettiğinde iyi görünmesi ve iyi çalışması ve küçük ekranlarda optimum kullanıcı deneyimi sağlamasını sağlar.

2013 ile 2019 arasında, masaüstünde medyaya harcanan süre biraz azaldı.

Aynı dönemde, bir mobil cihazda medyada geçirilen süre keskin bir şekilde arttı.

Web sitenizin mobil cihazlar için optimize edilmiş olmasına da dikkat etmelisiniz.

Her şey kullanıcıyı göz önünde bulundurarak yapılır.

Kullanıcının web sitenizde gezinirken mümkün olan en iyi deneyimi yaşamasını istiyoruz.

 

Kullanıcı Dostu

Son zamanlarda teknoloji dünyasında bir deyim var: “Kullanıcı dostu araçlar”

Bunlar Web siteniz için de uygun.

Müşteriniz internette gezinirken zahmetsiz bir akış içinde olduklarını hissetmeli ve ihtiyaç duyduklarını kolayca bulmalı ve onların kolaylıkla size ulaşmasını düşünmelisiniz.

Ve bunu düşündüğünüzü onlara hissettirmelisiniz.

Web sitenizi kendi başınıza oluşturmayı planlıyorsanız, bu bölümde anlatmış olduğumuz tüm adımları tekrar gözden geçirmeli, bu kriterleri göz önüne alarak sade, etkili, işlevsel bir web sitesi tasarlayabilirsiniz.

Sıkı bir araştırmayla, bu amaca hizmet edebilecek pek çok uluslararası web sitesi örneklerini bulabilirsiniz.

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

10.ADIM:
Koçluk Organizasyonunda Sık Yapılan Hatalar

Biliyorsunuz ki, başarı ne yapacağını bilmek kadar ne yapmamak gerektiğini de öğrenmektir. Biz size bu yazımızda Koçluk Girişimciliğiniz açısından kestirme bir yol sunacağız.

Koç girişimcisi olarak bu alanda çalışmak, ilerlemek isteyen ve bu alana yönelmiş olanlarda sıklıkla karşılaşılan hataları bir araya getirdik. Koçların sıklıkla düşmüş oldukları hatalar, tuzaklar ya da bu alanın tehditleri umarız size, işinizi en iyi şekilde yapacak farkındalık kazandırır.

Profesyonel çalışan bir organizasyon, yatırım olarak para, zaman ve enerji (çaba) gerektirir. Bu kaynaklarınızı en iyi şekilde kullanmanızı destekleyecek bu yazıyı okumaya hazır mısınız :)

Öyleyse, başlayalım.

1.Doğru Koçluk Okulundan Eğitim Almak

Satış işinin başı üründür. Ürün, müşterinizin ihtiyacını karşılıyor, problem çözüyor, memnuniyet sağlıyorsa, doğru bir üründür. Fakat siz bu ürünü almış, kendiniz için bile doğru dürüst bir fayda sağlamamışsanız, emin olun, ürününüz yanlış bir üründür.

Size fayda sağlamayan bir ürün nasıl diğer müşterilere hizmet etsin ki?

Ürünü kendi üstünüzden geçirmek, ondan faydalanmak, güçlü bir değişim-dönüşüm sağlamak niçin önemlidir?

Çünkü onu siz kullandığınızda, bunun müşterinize yansıması da pozitif olacaktır. Heyecanınız, memnuniyetiniz, motivasyonunuz müşterinize geçecektir. Bir konuda iyi olmak ya da derinleşmek yerine “her şeyi yapan” pazara videolu eğitimler-sunan kimi kurumlardan akredite olmayan eğitimler alanların, koçluk adı altında bambaşka şeyler yaptıklarına üzülerek tanık oluyoruz.

Hangi okullar, hangi sertifikalar koçluk konusunda işinizi profesyonel hale getirir konusunda kapsamlı bir yazımızı okuyabilirsiniz. Umarız bu konuda da size ışık tutuyor olacağız.

Koçluk eğitimi aldığınız kurumdan memnun değilseniz, aldığınız eğitimden yararlanmadıysanız, bu sizin gelişiminize hizmet etmiyorsa, başkalarına koçluk yapmakta zorlanıyor, elinizdeki koçluk araçlarınızı kullanamıyor ya da sonuç alamıyorsanız; buna rağmen, koçluk girişimini yapmak istiyorsanız, size önerimiz; hemen akredite bir koçluk okulundan iyi bir eğitim alın.

İyi koçluk okulu, sizi öğrenme süreçlerinde kendi halinize bırakmaz; gözlemler, geri bildirimde bulunur, yapılan koçluk görüşmelerinde kritiklerle daha iyi olmanızı destekler. Ödevler verir, ricalarda bulunur, ses kayıtları, kitap okuma, görüşme hedefleri vb. desteklerle koçluk görüşmelerinizi en iyi şekilde yapabilmenizi destekler. Okulun koçluk eğitim müfredatı, anlatıma değil, pratik yapmaya ve yaptırmaya dönük olarak dizayn edilmiştir.

Çünkü dünyanın en iyi üniversitesinden bir diplomanız olsa, siz mesleğinizi yapacak bilgilere sahip değilseniz, o mesleği size en iyi şekilde öğretecek bir usta ile çalışmak istemez misiniz? Usta koçluk hizmeti veren, sizi master bilgilerle donatacak, hatalarınızı görecek, düzeltecek koçluk ortamı bulamıyorsanız, orada ustalaşmanız mümkün olmayacaktır.

2.Doğru Odak Belirleyin

Araştırmalara göre, aynı anda birden fazla şeye odaklanmak %40 oranında verimlilik kaybına neden oluyor. Eğer koçluk sizin için yeni bir alansa, bu alanda pratiklerinizi devam ettirmeden ve en az 100 görüşmeyi geride bırakmadan profesyonel bir koç haline gelemiyorsunuz. Aynı anda. Farklı farklı kurslara devam etmek, farklı alanlarda kendini tamamlamaya çalışmak, muhtemelen dağılmanıza ve niş işinize kanalize olamamanıza sebep olacaktır.

Örneğin; Koçluk eğitiminizi yeni tamamladınız, henüz pratiklerinizi tamamlamamışken; Aile Dizimi eğitimi, Yoga eğitimi vb. yine pratiğe ve çok uzun soluklu eğitimlere dahil olmak, odağınızı dağıtabilir, sizi izlediğiniz yoldan çıkartabilir.

Bununla birlikte, Koçluk çalışmalarınızı destekleyecek yan dallar, ortak disiplinler neler?

Araştırdığınızda, koçluk konusunda sizi derinleştirecek, daha güçlü şekilde bu işi yapmanızı sağlayacak eğitimler alabilirsiniz. Örneğin; NLP (Beyin Dili Programı-Beyni fomatlamak, kodlamak, programlamak) bunların başında yer alır.

Fakat bunun tam tersi, kişi, Aile Dizimi, Fonksiyonel Tıp vb. eğitimler almış, ancak bu eğitimleri bir organizasyon olarak hayata geçirmemişse, soru sorma sanatının gücü ile tanışmalıdır. Farklı bir çok eğitim alt yapı olarak koçluk bakış açısını gerektirir. Koçluk anahtarı olmadan o alanın kilidi açılmayabilir. İşte bu durumda organizasyonunu sağlam temellerin üzerinde kurmak, geliştirmek için doğru koçluk okulundan koçluk desteği almalıdır.

3.Nişinizi Belirleyin

Size daha önceki bölümlerde Niçin niş önemlidir? Niş için neler yapabilirsiniz, nasıl bir süreç gerektirir konusunda kapsamlı bir yazı ile destek olmuştuk. Eğer hala niş konusunda soru işaretleriniz varsa, o yazımızı tekrar okuyup, orada sorduğumuz soruları cevaplamalısınız.

Bununla birlikte “Girişimcilik” çalışmalarına katılıp, bu alanda daha derin çalışma fırsatı sağlarsanız, para kazanamayan koçlardan olmak yerine; alanda nişini bulmuş, kendi fırsatını kendi bulmuş koçlardan biri olabilirsiniz.

Kesinlikle Nişini yapan koçlardan olmalısın. Bunun için doğru hedef kitleye doğru ürünü sunduğunuzdan emin olmak için Pazar araştırması yapmalı, söz konusu hedef kitlenize doğru mesajı verdiğinizden de emin olmalısınız.

Bazı şeyleri kesin bir dil ile yazmak güçlü bir farkındalık sağlar. Pek tercih etmediğimiz kesin dil ifadesini burada kullanmak durumundayız:

Kendi Nişinizi bulmadan, koçluk alanında ayakta kalmak gerçekten zordur. “Her şeyi yapıyorum” demek yerine, “Şu konuda çok iyiyim ve güçlü bir deneyime sahibim” diyebileceğiniz nişiniz, sizi güvenli limanlara ulaşmanızı sağlayacaktır.

Bu sayede daha az rekabet, daha yüksek ücretle işinizi yapıyor olmanızın keyfini yaşayacaksınız.

4.Tekniği mi Pazarlıyorsunuz, Sonuçları mı?

İşe yaradığından yüzde yüz emin olduğunuz teknikler vardır. Çok güçlüdürler. Çok etkili sonuçlar yaratırlar. Bazı insanlar bu güçlü teknikler ne kadar dünya çapında bir üne sahip olsa da, bunları duymamış, bunu gündemine almamıştır.

Genel çoğunluk böyledir aslında. Sıklıkla yapılan hatalardan biri, bu teknikleri öne çıkarmak ve anlatmaktır. Bu insanların zihninde hiçbir anlam oluşturmaz. Örneğin kendine NLP Koçu diyen ve bunu niş olarak ifade eden bir koç, zihinde soru işaretleri oluşturduğu gibi, ne yaptığını da anlatamamıştır.

Biz kullandığımız şahane teknikleri değil, insanların elde etmek istediği sonuçları (problem çözümlerini) sunmalıyız.

5.Sadece Sosyal Medyada Olmayın, Reklam Verin

Sosyal medya platformları, kuşkusuz işimizi en iyi şekilde pazarlamamıza hizmet edecek bir alan açıyor. Fakat bununla birlikte, farklı hesaplarla her yerde görünmeye çalışmak, kendini etkisiz hale getirmenin başka bir yolu.

Çoğu sosyal medya platformu, para kazanmak için organik erişimi kısıtladı. Bu, çok sayıda takipçisi olan bir sayfanız olsa bile, siz reklam vererek ödeme yapmıyorsanız, takipçilerinizin önemli bir kesimine ulaşamıyorsunuz anlamına gelir.

Yani sizi takip eden 1000 kişiden sadece 20’sine, ya da 10 kişiden sadece 2’sine ulaşıyorsunuz.

Organik erişimi gerçek anlamda sağlayamadığınız için, eğer pazara ürün sunuyorsanız, bu ürününüz için reklam vermekten başka seçeneğiniz kalmıyor. Ne yazık ki, gelinen noktada, yaptığınız kaliteli işleri sergilemenin yolu, reklama bütçe ayırmak.

koçlar için 11 adımda girişimcilik rehberi

Şuan Vaktin Yok mu?

Merak etme. Sana PDF olarak gönderebilirim. Hangi mail adresine göndereceğimi bilmeme izin ver.

11.ADIM: Etkili Dijital Araçlar

Birçok farklı dijital araç denedim. Son 10 yıldır farklı dijital araçlar kullandık.

Yıllar boyunca kullandığım tüm araçlar arasında, bir çevrimiçi koçluk işini yürütmek için en güçlü ve gerekli olduğunu bulduğum birkaç araç var .

Bu araçlar neler ve neden kullanmalısınız?

Günümüzün dijital çağında koçlar, eğer doğru dijital araçlara sahiplerse, rekabetçi ve başarılı bir çevrimiçi koçluk işi kurabilirler.

Web üzerinden kolayca erişebileceğiniz dijital araçlar, işinizi kurmak, yürütmek ve büyütmek için işinizi kolaylaştıran sistematize eden kaynaklardır. Bunlar websiteleri, programlar, platformlar olabilir.

ICF federasyonun yaptığı araştırmaya göre Profesyonel koçların yaklaşık %71 ‘i gelecekte teknolojiye yatırım yapmak zorunda kalacakları konusunda aynı fikirde.

Eğer Profesyonel koçluk yaparak para kazanmak istiyorsanız rakiplerinizden geride kalmamalısınız.

Peki, çevrimiçi koçluk işiniz için gerekli araçlar hangileri?

Temel Araçlar

online çevrimiçi koçluk araçları

Zoom

Zoom, görüntülü ve sesli görüşme sağlayan bir iletişim platformudur. Bu alandaki endüstri liderlerinden biridir.

Ücretli ve ücretsiz sürümleri vardır. Ücretsiz sürümünde bir görüşme süresi 40 dakika ile sınırlıdır. Ücretli sürümlerde süre limiti yoktur.

Koçluk görüşmelerinizi yapmak için en kapsamlı araçlardan biridir.

Zoom üzerinden yüzlerce kişiye koçluk yapabilirsiniz. En iyi yanı, harika ses ve video hizmetleri almanızdır.

Ayrıca müşterileriniz için koçluk seanslarını kaydedebilir ve bunları gelecekte onlara başvurmaları için onlara verebilirsiniz.

Zoom, bir dizi özelliği ücretsiz olarak sunar ve daha gelişmiş özelliklere ihtiyacınız varsa, ücretli plana da gidebilirsiniz.

Aynı zamanda oldukça kullanıcı dostudur ve onu anlamak için teknik uzmanlığa ihtiyacınız yoktur.

Zoom yerine kullanabileceğiniz ücretsiz alternatif

Google meet olabilir. Süre sınırı yoktur. Dilediğiniz süre görüşme yapabilirsiniz.

Ekran paylaşım özelliği sunar.

Üyeliğe ihtiyaç yoktur.

Zoom’a kaydolun .

 

Calendly

Calendly, çevrimiçi bir randevu planlama yazılımıdır.

Ayrıca toplantılar ve etkinlikler planlayabilirsiniz.

En iyi yanı, Calendly’yi kullanmayan ve Google ve iCal gibi tüm büyük takvimleri destekleyen müşterilerinize bir Calendly bağlantısıyla randevu uygunluk durumunuzu gönderebilmenizdir.

Hem sizin hem de müşterinizin işine yarayan uygun bir zaman dilimi bulmak için ileri geri iletişimin zorluğunu ortadan kaldırır.

Ücretsiz sürüm yeterli değilse, ücretli aboneliğe bakabilirsiniz.

Calendly, web sitenize kolayca yerleştirilebilir, takviminizle, zoom ya da mailchimp hesaplarınızla entegre edilebilir.

Bu, randevu rezervasyon işleminizi web sitenizde sorunsuz hale getirecek ve rezervasyonlarınızı ve uygunluk durumunuzu daha iyi yönetmenize yardımcı olacaktır.

Calendly’ye kaydolun .

 

Mailchimp

Mailchimp, hepsi bir arada bir müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) platformudur.

Mevcut, geçmiş ve gelecekteki potansiyel müşterilerinizle ilişkilerinizi yönetmek için güçlü bir platform sağlar.

E-posta listenizi Mailchimp’e kolayca yüklersiniz ve müşteri adaylarınızla iletişim kurmanıza, onları izlemenize, hedeflemenize, beslemenize ve yönetmenize yardımcı olacaktır.

Mailchimp’in de, daha fazla özelliğe ihtiyaç duymanız durumunda ücretli planları olan bir dizi özellik içeren ücretsiz bir sürümü vardır.

Ücretsiz sürümde 500 müşteri için iletişim trafiği oluşturabilirsiniz. 500 müşteriden sonrası için ücretli sürüme geçmek gerekecektir.

Kullanabileceğiniz Bitrix24 gibi farklı CRM yazılımları da mevcuttur.

Mailchimp’e kaydolun .

 

Jotform

JotForm, hızla özel çevrimiçi formlar oluşturmanıza imkan sağlayan güçlü bir çevrimiçi uygulamadır.

Kullanımı kolaydır ve herhangi bir kodlama bilgisi gerektirmez.

JotForm’u her türlü sözleşme için müşteriler, satıcılar, yükleniciler ve çalışanlar tarafından imzalanması gereken her form için kolayca kullanabilirsiniz.

JotForm, ücretsiz ve ücretli birçok abonelik seçeneği bulabilirsiniz.

Ücretsiz kullanıcılar, ücretli kullanıcılarla aynı özelliklerin tümüne erişebilir. Değişen şey sadece oluşturduğunuz form sayısı, form gönderim sayısı, yükleme alanı gibi kısıtlı olanak sunar.

JotForm’a kaydolun .

 

Google Analytics

Google Analytics, web sitenizle nasıl etkileşime geçtiklerine ilişkin müşteri davranışlarını anlamanıza yardımcı olur.

Tüm web sitelerinin yarısından fazlası tarafından kullanılır.

Çünkü yaptığınız sitede trafik oluşturmak ve müşteri akışı sağlamak için analizleri kontrol etmelisiniz.

Bu sizin neyi doğru neyi yanlış yaptığınızı anlamanıza yardımcı olur.

İçindeki verileri analiz etmek, sizin için en iyi şekilde çalışan pazarlama yolları hakkında size bilgi verebilir.

Ayrıca, kullanıcılarınızın ayrıldığı ve dönüşüm gerçekleştirmediği yerleri bulmanıza da yardımcı olacaktır.

Google Analytics, işinizi büyütmek için nereye konsantre olacağınız ve neyi optimize edeceğiniz konusunda veriye dayalı kararlar almanıza yardımcı olur.

 

İyzico

Müşterilerinizden web üzerinden ödeme alabileceğiniz bir platform.

Türkiye’de online ödeme alabileceğiniz güvenli bir sanal pos alternatifi.

İyzico’ya kaydolabilirsiniz .

 

WordPress

WordPress en popüler ücretsiz içerik yönetim sistemidir.

Çevrimiçi tüm web sitelerinin %40’ına güç sağlar.

İlginizi çekebilecek sizi ve niş alanınızı yansıtabilecek çok fazla şablon var.

Bir web sitesi oluşturmak veya bloglar oluşturmak harika bir alan.

Ücretsiz ve ücretli şablonlar var.

Ayrıca, tercihinize göre özelleştirilebilen yüzlerce mobil uyumlu tasarım ve tema sunar.

Aklınıza gelebilecek her türlü işlevi sağlayan bir eklenti havuzu var.

Yukarıdaki tüm araçları web sitelerimiz ve müşterilerimiz için denedik sonuçlar gayet başarılı.

Tüm koçluk işi kurulumunda size rehberlik edecek birini arıyorsanız, o zaman size etkileyici sonuçlar verebilecek bu programı kontrol edin.

WordPress.com

 

DPAR Dijital Koçluk Araçları

İster bireysel ister kurum içinde bir Koç olun görüşmelerinizi kolayca yapabileceğiniz, görüşmelerinizin notlarını müşterilerinizle paylaşabileceğiniz çok kullanışlı bir platform.

Dijital çağda manuel araçlar yerine kullanımı kolay dijital araçlar vadediyor.

Koçluk görüşmelerinizi yapmanızı kolaylaştırmak için tasarlanmış.

Bireysel görüşmelerinizde ya da kurum içinde bir ekip yönetiyorsanız DPAR tam size uygun bir araç.

Kullanıcı ve mentör olarak farklı opsiyonlar sunuyor yazılım.

İşlerinizi kolaylaştıracak farklı koçluk tekniklerini online da uygulamanızı kolaylaştıran araçlarla çalışabileceğiniz bir alan sunuyor.

Bireysel müşterilerinizle yapacağınız koçluk görüşmelerinde zaman yönetimi, değerler çalışması, kimya görüşmesi, hedef çalışmaları, tehditler, fırsatlar gibi olmazsa olmaz tekniklerin uygulanması için benzersiz bir alan sağlıyor.

Yönetiminizde olan takımlara lider koçluk yapabilmenizi ve takibinizi kolaylaştırıyor.

Online/ çevrimiçi koçluk işinizi geliştirmek için rakiplerinizin önüne geçme fırsatı sunuyor.

Seninsistemin.com