Eğitim Koçu Olarak Dünyayı Nasıl Değiştirebiliriz?

Eğitim Koçu Olarak Dünyayı Nasıl Değiştirebiliriz?

Nuray Köse, Eğitimci-Yönetici

 

Bir Eğitim Koçu olarak dünyayı değiştirmek size çok iddialı mı geldi?

Eğer bir şeylerin değişmesi gerektiğine yürekten inananlar, bunun hayallerimizi vizyonlara, hedeflere, çalışma disiplinine, sistem oluşturmaya geçerek nasıl mümkün olabileceğini anlayabilirler.

Koçluğa başladığımdan beri seans yaptığım öğrencilerim bana çok şey öğrettiler. Öğretmenlik hayatımdaki öğrencilerim de buna dahildir. Onlar bana, ruhlarının büyümeleri için neye ihtiyaç duyduklarını gösterdiler. Bu işi o kadar severek ve mutluluk ile yapıyorum ki, kelimelerle ifade etmem mümkün değil. Diğer taraftan ise “okul sistemi” diye adlandırdığımız soyut olay altında da o kadar acı çektiğimi görüyorum. Yanıma gelen ve benden koçluk almak isteyen öyle çocuklar oldu ki, aptal olduklarını sanıyorlardı. Notları kötü olduğu için, ilgisiz öğretmenleri ve şikayet eden velileri olduğu için kendilerine güvenleri kalmamış ve kendi değerlerinin farkında olmayan çocuklara koçluk yaptım.

eğitim koçu

Beni özellikle çileden çıkaran bir olay ise bazı öğretmenler: kendi eksiklerini ve kendi mutsuzluklarını çocuklara mal eden sevgili meslektaşlarım! Kekeme olan öğrencisi ile dalga geçen mi ararsınız, Almanca dersinde telaffuzu iyi değil diye öğrenciyi tüm sınıfın önünde rezil edenini mi? Tabi öğretmen bu şekilde davranırsa tüm sınıf gülmez mi? O çocuğun içinde ne fırtınalar koptuğunu o an o öğretmen anlayabildi mi acaba? Çocuğun başından geçen bu gibi olaylar kendisini değersiz hissetmesi için biçilmiş kaftan: “O an yok olmak, ölmek istedim” diyen gencecik delikanlı çalıştığım kurumda yanıma geliyor ve nasıl çalışırsa Almancayı daha iyi öğrenir diye bilgi istiyor. O an “koçluk damarım” kabarıyor ve çocuk bana okul hayatı boyunca Almanca dersinde başından geçenleri ve Almanca dersinin bir fobi haline geldiğini anlatıyor. Anında onunla bir seans yapıyorum.

Bu tarz bir reddediş ne kadar derinden yaralayabildiğini görmek beni çok etkiledi. Bu genç ile bu yargıdan bağımsız hale gelmesini ve kendi potansiyeline ve yapabileceklerine inanmasını söyledim ve onunla bu konu üzerinde çalıştım, çünkü hedefi çok büyüktü: Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandığı halde okulu dondurup, Almanya’da bilgisayar mühendisliği okumak istiyordu.  Ve seans sonunda fark etti ki, o zamanlar güçlü sandığı öğretmeni aslında çok mutsuz bir insandı. Böyle birisi nasıl başkalarına olumlu herhangi bir şey verebilirdi ki? Bu öğrenci şu an sistematik olarak derslerimize devam ediyor ve her fırsatta odama gelip, soracağı hiçbir şey yoksa bile hatırımı sorup gidiyor. Bu olaydan sonra fark ettim ki, ben gençleri, kendi potansiyellerine inandırmak için buradayım. Sadece bu başka insanların negatifliğinden yara almamalarını engelliyor.

Çocuklarımızın hayatında öz değer hislerini adım adım körelten o kadar çok şey var ki: toplumumuz – aynı okul gibi –sadece hatalarımıza bakar, yapamadıklarımızı görür. Sistematik olarak başarısızlığa odaklanılır. Fakat bu küçük insanlara neler yapabildiklerini veya daha neler yapabileceklerini gösterebilecek yol arkadaşlarına ihtiyaç var. Ve karşısındakinin değerini bilen, onunla empati kuran ve ondaki ışığı, potansiyeli ve olanaklarını görebilen ve destekleyen herkes bunu yapabilir. Öğrenmeyi keşfettirecek, motivasyon ile öğrenmeyi sevdirecek ve hepimizin beyinlerinde harikaların yattığını anlatabilen herkes öğrenci koçu olabilir.

İşine dört elle sarılan ve işini severek yapan bir öğrenci koçu hayat değiştirebilir: mutlaka daha da zenginleşecek olan çocukların hayatını, ve bununla beraber kendi hayatını, çünkü çocukların kendilerini nasıl geliştirdiklerini görmek insanı çok fazla mutlu hissettiriyor. Ve ben bu mutlu koçlardan birisiyim!

Koçluk bakış açısıyla diğer yazılarımıza göz atmak için TIKLAYIN.

Yeni yazılarımızdan haberdar olmak için ABONE OL